Yeni bir film / dizi izledim.

Shinigami' Alıntı:

Kimler geldi, kimler gecti’yi izledim.
Yani cok cerezlik bir dizi ama… Amasi da su: ne derinligi var iliskilerin, ne karakterler bile bulunduklari duruma uzuluyor. Cok goygoy kafasinda bir hayat yasiyorlar gibi geldi. Oyle olunca da dizinin sonunda uzulemiyorsun bile oradaki yasananlara. Her sey cok yuzeysel. En cok da kizin doktor erkek arkadasinin dedigi sey etkiledi beni: “Siz her seyi beraber yapmak mi zorundasiniz?” Kendi baslarina bir karakter olamama sorunu cekip, surekli bir grubun icinde olma, beraber hareket etme, birbirlerinin iliskilerinin her detayini bilme gibi micmic hareketler.

Gul, eglen, gec tadinda bir sey ariyorsaniz rahatlikla izleyebilirsiniz.

Genişletmek için tıkla ...

Diğer konuda çok benzer bir yorum yapmıştım shini. Benim de aşağı yukarı düşüncelerim bunlar.

Bu arada gelmişken “Bridgerton” yorumlayayım *.* ben Julia Quinn’in kitaplarında yarattığı atmosferi çok seviyorum. Bridgerton kitap serisini de çok severdim (son 3 kitabı okumadım) O yüzden Shonda’nın yarattığı dünyayı ve karakterleri çok garipsedim. Kraliçe Charlotte mesela halen kraliçenin bridgerton serisindeki rolünü anlayamıyorum. (müstakil olarak kendi hikayesi çok güzeldi, o ayrı)
Daphne hikayesi fena değildi ama Anthony hikayesini çok çok kötü uyarladılar. O kadar yüzeyseldi ki. Oysaki Anthony ve Kate’i birbirine yaklaştıran çok derin konular vardı kitapta ve Anthony iki kız kardeş arasında asla bir rekabet unsuru haline gelmiyordu. Kate’in Edwina ve annesi ile ilişkisi çok tatlıydı. Benim için ikinci sezon hayalkırıklığıydı. Üçüncü sezon ise Benedict hikayesi olmalıydı ki benim en sevdiklerimden biri budur, yine de üçüncü sezonda Penelope’ye atlamalarından hoşnutsuz da değilim.
Colin ve Pen hikayesine gelecek olursak ilk 4 bölüm için gayet iyi olduğunu söyleyebilirim. Colin’in geçen sezon Pen ile ilgili söylediklerinin kitap serisinde çok önemli bir yeri vardı ve o konuşma dizideki gibi değildi. Çok zayıf kalmış o kısım. Mesela kitapta Pen kendi ile ilgili Colin’in söyledikleriyle tam o an yüzleşiyordu; çok kırılgan ve asil bir tepki veriyordu. Pen’in zekasını ve mizahi yönünü dizide veremediklerini düşünüyorum. Kitap serisinde bu çok küçük anlarda da olsa başka kardeşlerin hikayesinde açık açık işleniyordu. Ben kitaplarını tercih ederim, Julia’nın kurduğu dünya kesinlikle Shonda’nınkinden iyi.
Lady Dunbary’e hiç girmiyorum bile kdjd Hiç etmişler karakteri. Neyse Colin-Pen hikayesi mevcut sezonlar içerisinde en güzeli olacak gibi. Devamını izleyip görelim. Gözlerimden kalpler fışkırıyor.

İyilik ve kötülük okulu nu izledim.
Tam bir piremses filmi. Başlarım sizin sıkıcı kült filmlerinize.

The 8 Show. Az önceki özgürlük konusundan aklıma seyrettiğim bu yapım geldi. Biraz squid game biraz platform tadı. 8 kat ayrı grupları temsil ediyor, mesela 8. Kat sermayedarlar, 1. Kat toplumun garibanları, toplumdaki dezavantajlılar, kimsenin görmek istemediği grup, mesela 3. Kat borç batağındaki insanlar falan filan. Hem üzücü hem dikkat çekici. Bizde böyle yapımlar yok, Kore yapımları, kendi toplumundaki çarpıklıklara çok sert eleştiri getirebiliyor. Bir kdrama hatırlıyorum “Tomorrow” harikaydı mesela. Her bölümünde Kore’nin bir toplumsal yarasını ele alıyordu.
Neyse, The 8 Show’u beğendim, ara ara yavaş bulduğum da oldu. Yine de izlediğime memnunum.
Meraklısına tavsiye ederim.

Hacker

Bir gore/extrem film hayrani olarak izlemek icin bulmakta zorlandigim nadir filmlerden.
Extrem 7/10
terrifying 4/10

yok dünyanın en iyi korku dizisiymiş de yok şöyle gerilimmiş de falan filan.....
the hunting de cart curt mu neyse işte tepedeki evi izleyeyim dedim.
abi sıkıntıdan artık telefonla oynamaya başladım ve sadece 2 bölüm dayanabildim.
dizide şu yani hee..... işte hani küçükken köye neyim gittiyseniz akşam filan yolda belde dolaşırken çalıyı çırpıyı bir şeylere benzetirsiniz ya o... bu yani.......
bu mu ln dünyanın en iyi korku dizisi?
arkadaş, "abi o zaman sen direkt dabbe 4'ten başla" diyor ya da testere izle.

prens'ten hiç bahsetmemiş miyim ya? ne ayıp. şu anlık 2 sezon, 2. sezonu da yeni final yaptı diyebiliriz. son zamanlarda komedi adına yapılmış en iyi iş. diyaloglardan karakterlere, karakterlerden karaktere hayat verenlere kadar hepsi inanılmaz muazzam. izlemediyseniz çok şey kaçırıyorsunuz.

prens > gibi bu arada.

4 sezon, 36 bolum. cok ama cok severek izledim. son 2 sezonda muzikal seyler artinca, hikayenin az bucuk sulandigi ve daha az ilgi cekici bir hale geldigi oldu. hani o buyuk gizli sirlari tum gercegiyle gorunce de oyle oluyo ya hani. oyleydi. buna ragmen sevdim. eski ''sabrina'' dizideki hilda teyze ve zelda teyze de katildi son sezon. benden 8,8/10 puan

Longlegs: bok
Dogtooth: bombok

outlast 2. sezon izledim. acaba bizde yapabilir miydik bunu he. kazanan team'den olur muyduk acaba. bence eger regl gibi bir sorunum olmasaydi, bir team icinde 50% bir sansim olabilirdi :d 1. sezon daha heyecanliydi, daha cirkefti bazi katilimcilar. izlemesi hos muydu? kesinlikle

Güzel bir gerilim filmi. İki kardeşin anneleri estetik ameliyatı olduktan sonra eve yüzü sargılı bir şekil de gelir. Fakat zaman geçtikce eve gelenin anneleri olmadığına inanmaya başlarlar.
"İyi geceler anne"