17. yüzyılın en büyük kadın ressamı Artemisia Gentileschi , Barok döneminin en yetenekli sanatçılarından biri olmasıyla birlikte döneminin ötesinde bir varlık da sergilemiştir. Öyküsel bir anlatımla işlenmiş eserleri, kullandığı sıradışı perspektif ve güçlü kadın karakterleri öven ve bir yandan da onların insani yönlerini öne çıkaran duygusal yoğunluklu atmosferi ile öne çıkar.
Yudit Holofernes'i Katladerken en görkemli eserlerinden biridir. Eser, dul bir Yahudi kadın olan Yudit'in halkını Asurlu istilasından kurtarmak için Asur Generali Holofernes' i önce baştan çıkarıp sarhoş etmesi ardından da kafasını keserek öldürmesini konu alan hikayenin son anını betimler.
Artemisia annesini 12 yaşında kaybetmişti. Babası Orazio Gentileschi de ressamdı. 19 yaşındayken kendisine tecavüz eden resim hocası Agostino Tassi, babasının yakın arkadaşıydı. Babası dava açtı ve Tassi evlenmeyi reddedince Artemisia’yı Floransalı bir ressamla evlendirdi. Zorlu mahkeme sürecinin ardından Tassi sekiz ay hapis yattı. Bu olaylar, daha sonra Artemisia’nın sanatını ve eserlerini anlama çabalarında feminist bir bakışa yol açtı.
Bu eserin de ressamın ruhunda derin izler bırakan olayın etkisiyle bu denli vahşet içerikli resmedildiği düşünülmektedir.