BuYuCu
Üye
- Mesajlar
- 8,415
- Puanları
- 139
- Yaş
- 36
- Tepkime puanı
- 3,706
Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, hapishaneden yazdı: “İzmir büyükşehir belediye başkanı olarak ben planlı bir şekilde, hile ve desise yaparak bu suçu işlemişim. Kimi dolandırmışım, kimden ne menfaat elde etmişim bunların hiçbiri savcılık dosyasında yok.”
Soyer, İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) odaklı ‘yolsuzluk’ soruşturmasında 4 Temmuz’da tutuklanmıştı.
Soyer’in X’ten paylaştığı hapishane günlüğünden öne çıkanlar şunlar:
*İçeride olmanın en güzel yanı sabaha karşı bir şafak operasyonuyla evinizin basılması ve gözaltına alınmanız ihtimalinin olmaması…!
*Gözaltına alındığınızda devlet sizi nezarethaneye ‘atıyor’ ve ‘kötü muamele’ yapıyor. Üç-beş saat değil tam 72 saat beton üzerinde bir çift battaniyeyle bırakıyor. 70 kişi tek bir alaturka tuvaleti kullanmak zorunda kalıyorsunuz. Bu da elbette taleplerin sıraya sokulmasıyla mümkün olabiliyor.
*Tutuklandığınızdaysa devlet sizi ’emanet’ olarak alıyor. Pek çok kuralla birlikte yaşayacağınız daha ilk andan anlaşılıyor ama o kuralların öğrenilmesi sürekli olarak ‘size söylerler’ denildiği için biraz zaman alacağa benziyor.
*Gözaltına alındığım andan itibaren beş gündür telefonsuz ve saatsizim. Benim gibi telefon elinden hiç düşmeyen biri için telefonsuzluğa alışmak da biraz zaman alacak galiba ama daha şimdiden alışmanın hoşuma gittiğini söyleyebilirim, zamanın akışını daha net hissedebiliyorsunuz.
*Hiç kuşkusuz zaman içeride yavaş akıyor. İçerisi ilk andan itibaren bir tür sadeleşmeyi öğretiyor. Tek kişi kaldığım odamda bir karyola, bir plastik masa ve sandalye bir de fevkalade iyi çalışan bir vantilatör var. Bunlar ne kadar çok ve gereksiz eşyayla hayatımızı doldurduğumuzu düşündürttü bana.
*Maalesef memleketimizde kötü haber hiç bitmiyor ve tez duyuluyor. İlk ziyaretçim Av. Deman Güler; Sevgili Zeydan Karalar, Muhittin Böcek ve Abdurahhman Tutdere başkanların sabaha karşı gözaltına alındıkları haberini verdi. Çok üzüldüm, Zeydan Başkan daha dün akşam arkadaşının telefonundan benim için üzüldüğünü söylemişti. Dilerim akıbetleri bize benzemez ve tutuklanmazlar.
*Maruz kaldığımız bu haksızlıklar kabul edilebilir değil. Hukuki dayanaktan yoksun suçlamalar ve tamamen hukuk dışı bir şekilde sürdürülen tutuklamalar aslında yok hükmünde ve mutlak butlanla batıl bence. Çünkü örneğin ben Türk Ceza Kanunu 158/1 maddesi nedeniyle tutuklandım. Bu madde hile ve desise ile bir çıkar ve menfaat elde etmek için bir kişinin aldatılmasını düzenleyen nitelikli dolandırıcılık suçudur.
*İzmir büyükşehir belediye başkanı olarak ben planlı bir şekilde, hile ve desise yaparak bu suçu işlemişim. Kimi dolandırmışım, kimden ne menfaat elde etmişim bunların hiçbiri savcılık dosyasında yok elbette ama ben bu suçtan tutuklandım. Onun için hukuken yok hükmünde bir karar diyorum.
*Dilerim Devletimizin aldığı ’emanetler‘ fazla hasar görmeden ve itibarlarıyla birlikte sahiplerine ailelerine, ait oldukları hayata iade edilir.
Soyer, İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) odaklı ‘yolsuzluk’ soruşturmasında 4 Temmuz’da tutuklanmıştı.
Soyer’in X’ten paylaştığı hapishane günlüğünden öne çıkanlar şunlar:
*İçeride olmanın en güzel yanı sabaha karşı bir şafak operasyonuyla evinizin basılması ve gözaltına alınmanız ihtimalinin olmaması…!
*Gözaltına alındığınızda devlet sizi nezarethaneye ‘atıyor’ ve ‘kötü muamele’ yapıyor. Üç-beş saat değil tam 72 saat beton üzerinde bir çift battaniyeyle bırakıyor. 70 kişi tek bir alaturka tuvaleti kullanmak zorunda kalıyorsunuz. Bu da elbette taleplerin sıraya sokulmasıyla mümkün olabiliyor.
*Tutuklandığınızdaysa devlet sizi ’emanet’ olarak alıyor. Pek çok kuralla birlikte yaşayacağınız daha ilk andan anlaşılıyor ama o kuralların öğrenilmesi sürekli olarak ‘size söylerler’ denildiği için biraz zaman alacağa benziyor.
*Gözaltına alındığım andan itibaren beş gündür telefonsuz ve saatsizim. Benim gibi telefon elinden hiç düşmeyen biri için telefonsuzluğa alışmak da biraz zaman alacak galiba ama daha şimdiden alışmanın hoşuma gittiğini söyleyebilirim, zamanın akışını daha net hissedebiliyorsunuz.
*Hiç kuşkusuz zaman içeride yavaş akıyor. İçerisi ilk andan itibaren bir tür sadeleşmeyi öğretiyor. Tek kişi kaldığım odamda bir karyola, bir plastik masa ve sandalye bir de fevkalade iyi çalışan bir vantilatör var. Bunlar ne kadar çok ve gereksiz eşyayla hayatımızı doldurduğumuzu düşündürttü bana.
*Maalesef memleketimizde kötü haber hiç bitmiyor ve tez duyuluyor. İlk ziyaretçim Av. Deman Güler; Sevgili Zeydan Karalar, Muhittin Böcek ve Abdurahhman Tutdere başkanların sabaha karşı gözaltına alındıkları haberini verdi. Çok üzüldüm, Zeydan Başkan daha dün akşam arkadaşının telefonundan benim için üzüldüğünü söylemişti. Dilerim akıbetleri bize benzemez ve tutuklanmazlar.
*Maruz kaldığımız bu haksızlıklar kabul edilebilir değil. Hukuki dayanaktan yoksun suçlamalar ve tamamen hukuk dışı bir şekilde sürdürülen tutuklamalar aslında yok hükmünde ve mutlak butlanla batıl bence. Çünkü örneğin ben Türk Ceza Kanunu 158/1 maddesi nedeniyle tutuklandım. Bu madde hile ve desise ile bir çıkar ve menfaat elde etmek için bir kişinin aldatılmasını düzenleyen nitelikli dolandırıcılık suçudur.
*İzmir büyükşehir belediye başkanı olarak ben planlı bir şekilde, hile ve desise yaparak bu suçu işlemişim. Kimi dolandırmışım, kimden ne menfaat elde etmişim bunların hiçbiri savcılık dosyasında yok elbette ama ben bu suçtan tutuklandım. Onun için hukuken yok hükmünde bir karar diyorum.
*Dilerim Devletimizin aldığı ’emanetler‘ fazla hasar görmeden ve itibarlarıyla birlikte sahiplerine ailelerine, ait oldukları hayata iade edilir.