Günümüz ilişkilerinin en büyük problemlerinden biri partnerin bazı alışkanlıklarını veya davranışlarını zamanla değiştirmeye çalışmaktır. İlk zamanlar çok da önemsenmeyen ayrıntılar gün geçtikçe göze batmaya başlar. İlişkilerin başlangıcında ön planda olan duygusal ve fiziksel ihtiyaçlar karşılandıktan sonra bireylerin içinde bulunduğu durumlar ve alışkanlıkların zamanla çiftler arasında öfkeye, kavgalara sebep olabiliyot Peki, ne oluyor da ilk zamanlar umursanmayan bu konular daha sonra sorun teşkil etmeye başlıyor? Enerji Terapisti Zehra Köse ile Yaşam Koçu ve Oyuncu Seçkin Zenginler anlattı..."
Seni sevdiğim için değiş!
İlişkinin başında bireyler birbiriyle anlaşma sağlamaya ve iş birliği yapmaya yönelik davranışlar sergilemeye eğilimlidir ancak zamanla bunlar azalır, hatta ciddi bir şekilde olumsuz bir yöne doğru kayar. Yaşanan olayların nedeni çiftlerin karakter özelliklerinin zaman içinde değişmesi değil, algılarının başka alanlara kayması olarak açıklanabilir. İlişkinin başında kişi çoğunlukla partnerinin olumlu özelliklerine odaklanırken, zamanla bunların, zaten olması gereken davranışlar olarak benimsenmesi ile birlikte, dikkatin artık hoşlanılmayan özelliklerini düzeltme yönünde harekete geçilmesi olarak tanımlanabilir.
Yani, o kişiyi yavaş yavaş kafamızda oluşturduğumuz partner kurgusuna dönüştürmeye çabamızdır bu. Hatta bunu meşrulaştırmak adına ‘Senin iyiliğin için’ veya ‘Seni sevdiğim için’ sözlerini sıklıkla kullanır ve hatalarını/zayıf yönlerini dile getirme nedeninin bunlar olduğunu söyleyerek partnerimizi ikna etmeye çalışırız. Ancak ilişkilerde partneri eleştirerek, hor görerek, hatalarını art arda sayarak değişmesini istemek ve bu beklenti içinde ilişkiyi yürütmeye çalışmak neredeyse ilişkiye hiçbir katkısı olmayan bir yaklaşımdır.
Yargılayıcı davranılmamalı
Partneri değiştirmeye çalışmak geçmişten gelen kaygı ve korkulardan, kendimizi güvende hissetmeyi istemekten, zihnimizdeki doğru partner kurgusundan, geçmişte yaşadığımız deneyimlerden, toplumsal inanç ve kalıplardan, ailemizde yaşanan deneyimlerden, karşımızdakini koruma ve kollama ihtiyacından kaynaklanabiliyor.
Bu tarz bir tutum, karşı tarafta savunma ve öfke duygularını tetikleyecektir. Beklentileri mantıklı bir seviyede tutmak ve partnerimize yargılayıcı davranmamak bu noktada çok önemlidir. Bu durumlarda kavga veya tartışma yerine sakin kalabilmek, açık ve net bir şekilde karşılıklı konuşmak faydalı olacaktır. Değişimi isteyenin neden buna ihtiyacı var? Kökünde yatan nedenle yüzleşmek gerekiyor. Bu zamanlarda enerjiyi sorundan ziyade daha beğenilen özelliklere aktarabilirler. Kişiyi ancak olduğu gibi kabule geçtiklerinde bu değişimin gerçekleşeceğinin de farkına varmalılar. Direndiğimiz her ne ise artacağı bilinci de olmalı. Ayrıca o kişi değiştiğinde, ilk zamanlardaki kişi ile aynı olmayacağı için artık beğenmeme ihtimali olacağını da göz önüne almalı.
Bireyselliğin ön planda olduğu ve kısa süreli ilişkilerin yaşandığı özellikle bu son dönemde, bizden farklı görüşlere sahip olsalar da partnerlerimize karşı hoşgörülü olabilmek ve yapıcı eleştirilerde bulunmak çok büyük bir erdemdir. Böylece ilişki çok sağlıklı bir şekilde devam edecek ve enerjisi de yükselecektir.
Birini, onu eleştirerek ve sürekli yakınarak değiştirmek neredeyse imkansızdır. Ancak onu cesaretlendirerek, olumlu ve güçlü yanlarını kullanması konusunda ona destek olarak çeşitli davranış şekillerini değiştirmesine yardımcı olabiliriz. Kabule geçmek, ilişkinin olumlu yanlarına bakarak çoğaltmaya çalışmak ve sadece saf sevgiye odaklanmak, korkularınızdan arınmanıza da yardımcı olacaktır. Bu süreçte dikkat etmemiz gereken tek şey, aceleci olmamak ve olmadığında ise hemen umutsuzluğa düşmemektir.
Çünkü değişim ve dönüşüm bir süreçtir. Bazen çok hızlı olabilirken bazen çok yavaş bir şekilde ilerleyebilir. En faydalı iksir, iyi niyetle yaklaşarak, karşımızdakinin rakibimiz değil, takım arkadaşımız olduğunu hatırlamaktır. Onun eksik veya hatalı olarak gördüğümüz yönlerini sağlıklı bir iletişim ile ifade ederek elimizden gelen her ne ise ortak bir noktada buluşmaya çalışmak hem kendimize hem ilişkimize yapacağımız en büyük iyiliktir.
Alinti
Seni sevdiğim için değiş!
İlişkinin başında bireyler birbiriyle anlaşma sağlamaya ve iş birliği yapmaya yönelik davranışlar sergilemeye eğilimlidir ancak zamanla bunlar azalır, hatta ciddi bir şekilde olumsuz bir yöne doğru kayar. Yaşanan olayların nedeni çiftlerin karakter özelliklerinin zaman içinde değişmesi değil, algılarının başka alanlara kayması olarak açıklanabilir. İlişkinin başında kişi çoğunlukla partnerinin olumlu özelliklerine odaklanırken, zamanla bunların, zaten olması gereken davranışlar olarak benimsenmesi ile birlikte, dikkatin artık hoşlanılmayan özelliklerini düzeltme yönünde harekete geçilmesi olarak tanımlanabilir.
Yani, o kişiyi yavaş yavaş kafamızda oluşturduğumuz partner kurgusuna dönüştürmeye çabamızdır bu. Hatta bunu meşrulaştırmak adına ‘Senin iyiliğin için’ veya ‘Seni sevdiğim için’ sözlerini sıklıkla kullanır ve hatalarını/zayıf yönlerini dile getirme nedeninin bunlar olduğunu söyleyerek partnerimizi ikna etmeye çalışırız. Ancak ilişkilerde partneri eleştirerek, hor görerek, hatalarını art arda sayarak değişmesini istemek ve bu beklenti içinde ilişkiyi yürütmeye çalışmak neredeyse ilişkiye hiçbir katkısı olmayan bir yaklaşımdır.
Yargılayıcı davranılmamalı
Partneri değiştirmeye çalışmak geçmişten gelen kaygı ve korkulardan, kendimizi güvende hissetmeyi istemekten, zihnimizdeki doğru partner kurgusundan, geçmişte yaşadığımız deneyimlerden, toplumsal inanç ve kalıplardan, ailemizde yaşanan deneyimlerden, karşımızdakini koruma ve kollama ihtiyacından kaynaklanabiliyor.
Bu tarz bir tutum, karşı tarafta savunma ve öfke duygularını tetikleyecektir. Beklentileri mantıklı bir seviyede tutmak ve partnerimize yargılayıcı davranmamak bu noktada çok önemlidir. Bu durumlarda kavga veya tartışma yerine sakin kalabilmek, açık ve net bir şekilde karşılıklı konuşmak faydalı olacaktır. Değişimi isteyenin neden buna ihtiyacı var? Kökünde yatan nedenle yüzleşmek gerekiyor. Bu zamanlarda enerjiyi sorundan ziyade daha beğenilen özelliklere aktarabilirler. Kişiyi ancak olduğu gibi kabule geçtiklerinde bu değişimin gerçekleşeceğinin de farkına varmalılar. Direndiğimiz her ne ise artacağı bilinci de olmalı. Ayrıca o kişi değiştiğinde, ilk zamanlardaki kişi ile aynı olmayacağı için artık beğenmeme ihtimali olacağını da göz önüne almalı.
Bireyselliğin ön planda olduğu ve kısa süreli ilişkilerin yaşandığı özellikle bu son dönemde, bizden farklı görüşlere sahip olsalar da partnerlerimize karşı hoşgörülü olabilmek ve yapıcı eleştirilerde bulunmak çok büyük bir erdemdir. Böylece ilişki çok sağlıklı bir şekilde devam edecek ve enerjisi de yükselecektir.
Birini, onu eleştirerek ve sürekli yakınarak değiştirmek neredeyse imkansızdır. Ancak onu cesaretlendirerek, olumlu ve güçlü yanlarını kullanması konusunda ona destek olarak çeşitli davranış şekillerini değiştirmesine yardımcı olabiliriz. Kabule geçmek, ilişkinin olumlu yanlarına bakarak çoğaltmaya çalışmak ve sadece saf sevgiye odaklanmak, korkularınızdan arınmanıza da yardımcı olacaktır. Bu süreçte dikkat etmemiz gereken tek şey, aceleci olmamak ve olmadığında ise hemen umutsuzluğa düşmemektir.
Çünkü değişim ve dönüşüm bir süreçtir. Bazen çok hızlı olabilirken bazen çok yavaş bir şekilde ilerleyebilir. En faydalı iksir, iyi niyetle yaklaşarak, karşımızdakinin rakibimiz değil, takım arkadaşımız olduğunu hatırlamaktır. Onun eksik veya hatalı olarak gördüğümüz yönlerini sağlıklı bir iletişim ile ifade ederek elimizden gelen her ne ise ortak bir noktada buluşmaya çalışmak hem kendimize hem ilişkimize yapacağımız en büyük iyiliktir.
Alinti