Turan Ülkeleri ve Özerk Bölgelerinin İsimlerinin Anlamı
Azerbaycan:
Azerbaycan adının kaynağı, Farsça’daki ‘azer’ (ateş) ve ‘baykan’ (bekçi) sözcükleridir; ‘ateş bekçisi’ odlar yurdu anlamına gelir. Azerbaycan'ın tarihsel topraklarının bir kısmı Gürcistan, Ermenistan, Rusya federasyonu ve İran arasında paylaşılmıştır. Tarihsel Azerbaycan toprağı Derbent, Ruslar tarafından Azerbaycan’dan alınıp Dağıstan’a bağlanmıştır.
Borçalı:
Tarihsel Türk toprağı Borçalı, bugün Gürcistan sınırları içinde olan bir Türk bölgesidir. Borçalı bölgesi bugün Rustavi merkezli 'Kvemo Kartli' bölgesine bağlıdır. Nüfusu tahmini olarak 500.000 kadardır. Ahalisinin büyük çoğunluğu Karapapak/Terekeme boyundan olan Azerbaycan Türkleridir. 18.asırda Borçalıda 'Sultanlık' ilan edilmiştir. 19.asırda ise bölge Rus işgaline uğramıştır. Sovyet Rusya burayı Sovyet Gürcistanına vermiştir. Gürcüstan müstakil olunca yine Gürcüstan sınırları içinde kalmıştır.
1813 yılında yapılan Gülistan ve arkasından 1828 yılında yapılan Türkmençay anlaşmalarıyla bugünkü, daha doğrusu 1990’lara kadar varlığını koruyan Rus-İran sınırı çizilmiştir. 1828 yılında imzalanan Türkmençay anlaşması, bir yıl sonra 1829 yılında imzalanan Edirne Anlaşmasıyla Osmanlı İmparatorluğu’na da onaylatılarak uluslar arası bir anlaşma haline gelmiştir. Genel olarak ifade edecek olursak, Türkmençay anlaşması ile Bakü merkezli Kuzey Azerbaycan Rusya’da kalırken, Tebriz merkezli Güney Azerbaycan İran’ın egemenliği altına girmiştir.
Tarihi Azerbaycan topraklarında Ermenistanı kuran güç Ruslardır. Bugün Azerbaycanın kuzeyi bağımsız olurken, Güney Azerbaycan’daki İran işgali 1828 yılından beri yaklaşık iki asırdır resmen ve fiilen sürmektedir.
Estonya:
Estonya (Eesti), bir baltık ülkesidir. Fin -ugor ailesinden gelir. Finlilerle akrabadır. Estonya’nın adı, Hristiyanlığı kabulünden (XII. yy sonu-XIII. yy başı) sonra duyuldu. “ülke halkı” veya “toprak halkı” anlamına gelen maarahvas idi. Estonyalıların yaşadığı topraklara “Ülke Bölgesi” veya “Toprak Bölgesi” anlamına gelen Maavald der.
Finlandiya:
Finlandiya adını Fin halkından alır. Fin halkı ülkelerine Suomi derler. Suomi, Fincede “Su”lar ülkesi demektir.
Ünlü Rus yazar Grigory Petrov Finlandiyaya beyaz zambaklar ülkesi demiş, bu adla 'Beyaz Zambaklar Ülkesinde' adıyla bir seyahatname yazmıştır.
Fin milli destanı Kalevala’dır. Destanın Fin kültüründe ve Fin ulusal bilincinde ayrı bir yeri vardır. İlk kez 1917’de bağımsız bir devlet kuran Fin halkının dillerini yaşatmaları belki de büyük ölçüde Kalevala sayesindedir. Yüzyıllardır halk arasında sözel olarak anlatılan destanların derlemesi olan Kalevala’nın çok çeşitli versiyonları vardır.
Japonya:
Japonlar ülkelerine ‘Nippon’ derler. Bu, ‘güneşin doğduğu ülke’ anlamına gelmektedir. Kelimenin Çincesi ‘Japuen’ şeklindedir ve dünyaya bu şekliyle yayılmıştır.
Kazakistan:
Kazakistan, Kazak ülkesi demektir. Kazak sözcüğü ‘başkaldıran’ demektir.
Kırgızistan:
Kırgızistan, Kırgız ülkesi demektir. Kırgız sözcüğü “kır-ges, kır uguz” sözünden kısaltılarak ifade ettiklerini bunun yanı sıra “kırk cüz”, “kırk uguz”, “kırk kız” ve “kırk usun” şeklinde de ifade edilmiştir.
Kırgız kelimesi “kırk yoz” (kırk uruu-boy) anlamını ifade etmektedir.
Manas Destanı, Kırgız Türkleri’nin millî destanıdır. Müslüman Kırgızlarla Putperest Kalmuklar arasındaki mücadeleleri anlatır. Destan üç bölümden oluşmaktadır. Bunlar; Manas, oğlu Semetey ve torunu Seytek ile ilgili bölümlerdir.
Destanın derlenen en hacimli şekli Sayakbay Karalayev’in Manas-Semetey-Seytek üçlemesi olup 500.500 dizedir. Destanın çeşitli Manasçılardan derlenen 60'tan fazla anlatımının toplam dize sayısının 1.500.000 olduğu kaydedilmektedir.
Kuzey Kıbrıs Türk cumhuriyeti:
Kıbrıs, bakır anlamına gelir. Ada üzerinde çağlar boyunca bakır çıkartılıp işletildiğinden dolayı bu ismi almıştır.
Kore:
Kore, Kore dilinde ‘sabahın sessizliği’ demektir. Ayrıca bu topraklarda bir zamanlar Koryo İmparatorluğu vardı. ‘Koryo’ sözcüğü ‘yüksek derecede güzelliklerle dolu ülke’ demektir.
Korelilerin Dangunwanggeom adlı Kore kuruluş efsanesi vardır.
Macaristan:
Macaristan, resmi olarak Magyarorszag (Magyar: Macar; orszag: ülke) yani “Macarların Ülkesi” anlamına gelen ismi kullanmaktadır. Ancak batılı ülkeler Macaristan için “Hunların Devleti” anlamına gelen “Hungary” ismini kullanmaktadır.
Macarların milli destanı Turul Kuşu efsanesine göre, Macaristan’ı kuran yedi kavimden birinin lideri olan Almos’un annesi Emese’nin uykusunda bir rüya görmesini sağlar. Bu rüyada Emese’nin rahminden bir ırmak doğar ve uzak diyarlara doğru akar. Rüya yorumcuları bu rüyanın; Emese’nin bir erkek çocuğu doğuracağını ve bu çocuğun kendi halkına liderlik edeceğini ve halkını uzak diyarlara götüreceğini, onun çocuklarının da şanlı krallar olacağını anlattığını söylerler. Bu rüyadan sonra Turul Kavmi veya bilinen adıyla Arpad Kavmi (Arpadlar) ülkelerini terk ederler ve uzak diyarlara göç ederler. Ve bugünkü Macaristan’ın temellerini atarlar.
Moğolistan:
Moğol adı, kaynaklarda ilk defa VII. yüzyılda T’ang sülalesi resmi tarihleri Chiu T’ang-shu ve Hsin T’angshu’da “Memg-wu” ve “Memg-wa” şeklinde Proto- Moğol Shih-wei kabile grupları arasında önemsiz küçük bir kabile ismi şeklinde geçer. Ancak devlet ve hanedan adı olarak kullanılması Cengiz Han zamanında, millet adı olarak kullanılması ise çok daha sonra gerçekleşmiştir. Moğolistan 'Moğolların ülkesi' anlamına gelir.
Moğollar, ilk kez Cengiz Han, döneminde bağımsız ve birleşik bir güç olarak tarih sahnesine çıkmıştır. Bu süreç, aynı zamanda geleneksel kabile sisteminin çökmesi ve yerini hiyerarşik feodal yapıya bırakması sonucunu doğurmuştur.
13. yüzyılın başında Moğolların tarih sahnesine çıkışına ilişkin yazılanlar gibi daha önce adı sanı duyulmayan küçük bir halk, birden bire Asya’nın en büyük gücü haline geliyor. 20 yıl içinde kudretinin doruklarına çıkarak dünyayı önünde diz çöktürebiliyor. 13. yüzyılın başında Moğolistan’da çeşitli kabileler halinde yaklaşık 700 bin insan yaşarken, kuzey Çin 60 güney Çin 30 milyonluk bir nüfusa sahipti. Orta Asya ve İran’da hüküm süren Harezm Devleti’nde yaklaşık 20 milyon, Kıpçakların egemenliğindeki İdil ve Karpatlar takriben 8 milyon, Kafkaslarda yaklaşık 5 milyon insan vardı.
Moğolların hala büyük bir çoğunluğu Yurt adı verilen Ger’lerde (Büyük Çadır) yaşamaktadır.
Ulusal sporu Moğol Güreşidir.
Ülkedeki en önemli festival her sene Temmuz ayında ülkenin kurtuluş gününü içine alınacak şekilde düzenlenen Nadaam Festivalidir.
Nadaam festivalinde Güreş müsabakaları, Okçuluk ve At Yarışı yapılır.
Moğolca “Ruh” anlamına gelen Takhi adındaki yabani atlar yeryüzünde kalmış son vahşi atlardır.
Tüm Orta Asya’yı fethetmiş ünlü hakan Cengiz Han, koyduğu yasalarla günümüzde hala anılmaktadır.
Özbekistan:
Özbekistan adı tarihi kaynaklara göre Altunordu Beyi Özbek’in adından gelmektedir. Özbek Han 1313–1340'ta Altunordu Devleti’nin başına geçer. Yine tarihi kaynaklara göre bu birliğe Özbekler denir. Daha sonra da bu kelime belli bir Türk topluluğunun adı olarak kullanılır.
Türkiye:
”Türk” ya da “Türük” sözcüklerinin tarihte bilinen ilk kullanımına Orta Asya’da Göktürkler tarafından Göktürk alfabesi kullanılarak sekizinci yüzyılda dikilen Orhun Yazıtları’nda rastlandı. Sözcüğün günümüzdeki halinin orijinali ilk kez 12. yüzyılda İtalyanlar tarafından Orta Çağ Latincesi kullanılarak Turchia veya Turcmenia şekillerinde oluşturuldu. Bunların yanı sıra Orta Çağ’ın Alman seyyahları bölgeyi Turkei veya Tirkenland şeklinde, Fransızlar ise Turquie şeklinde andı.
Sözcüğün Yunanca soydaşı Tourkia, Bizans imparatoru ve bilgini VII. Konstantin Porfirogennetos tarafından De Administrando Imperio kitabında kullanıldı. Ancak imparator buradaki “Türk” kullanımlarıyla Macarları kastetti. Benzer şekilde Bizans kaynakları, Karadeniz ile Hazar Denizi’nin kuzeyinde ömür süren bir Türk devleti olan Hazar Kağanlığı için de Tourkia (Türklerin ülkesi) sözcüğünü kullandı. Osmanlı İmparatorluğu ise kendi çağdaşı olan diğer ülkeler tarafından zaman zaman Türkiye veya Türk İmparatorluğu şeklinde anıldı.
Türkmenistan:
Türkmenistan, Türkmen ülkesi anlamına gelir. Türkmen ise, Türk sözcüğüne abartma anlamı veren -men ekinin gelmesiyle olmuştur.
Özerk Türk Turan ülkeleri ve bölgeleri
Altay Özerk cumhuriyeti:
Rusya federasyonunun işgalinde bir Özerk cumhuriyettir. “Rusya’daki Tibet” olarak kabul edilen dağlık bir ülkedir. Bu ülkeye ismini veren Türklerin ilk ata yurdu olan Altay dağları burada bulunmaktadır.
Başkurdistan Özerk Cumhuriyeti:
Rusya Federasyonu’na bağlı federe bir Türk cumhuriyetidir. 11 Ekim 1991 tarihinde özerkliğine kavuşmuştur. Güney Urallardan batıya doğru Belaya ve Kama nehirlerine kadar uzanan bölgede bulunmaktadır. Başkurtlar veya Başkortlar veya Başkırtlar, Türk halklarından biridir. Çoğunluğu Rusya Federasyonu içindeki Başkurdistan’da yaşar.
Buryat özerk cumhuriyeti:
Buryatlar, Turan halklarının Altay kolundandır. Bugün bir Moğol halkı olarak tanınıyor olsalar da Buryatlar; iki Türk, iki de Moğol boyunun birleşmesinden doğmuş karma bir halktır. Bunlardan güney ve doğu Buryatya’da yaşayan Huri ve Hondogar boyları Moğol karakteri taşırlar ve Budist’tirler. Batıda yaşayan Bulaga ve Ehiriler ise Türktürler ve Tengri’ye inanırlar. Buryatların toplam nüfusu 600 bin dolayındadır. Bunun 290 bini Buryat Özerk Cumhuriyeti’nde yaşamaktadır. Komşu İrkutsk ve Zabalskaya Oblastarında da 150 binden fazla Buryat bulunmaktadır. Buryatlarda, Türkiye Türkçesindeki kurt, Bortocono olarak bilinir. Börte kelimesi kurt anlamında Türkçe bir sözcüktür. Çono ise Moğolca Kurt demektir. Buryatlar Bortocono/Börtecine’yi ataları, Ala Geyik’i de anaları olarak bilirler.
Çuvaşistan Özerk Cumhuriyeti:
Çuvaşistan Özerk Cumhuriyetin adını aldığı Çuvaşlar, Türk halkları’ndan biridir. Çuvaşistan, Rusya’nın orta kesiminde yer alır ve Haziran 1920’de kurulmuştur. Çuvaşların bir etnik grup olarak tarih sahnesine çıktıkları tarihi M.S. 820 yılı olarak kabul edebiliriz. Bu tarihte, Hazar Hanlığı’ndaki Hunlar iki kola ayrılmışlar ve bunlardan biri “çuaş” ya da “çuvaş” şeklinde adlandırılırken, diğerleri “kavar” ya da “kabar” şeklinde ismlendirilmişlerdir.
Dağıstan özerk cumhuriyeti:
Dağıstan, “dağlar ülkesi, dağlık ülke” anlamına gelmektedir. Türk dillerindeki “dağ” sözcüğü ile Farsçada diyar, ülke manasına gelen “Stan” kelimesinin birleşmesinden oluşmuştur.
Dağıstan’ın nüfusu (2012 tahmini) 4.950.000'e yaklaşmıştır. Türk halkları olan Kumuklar, Azerbaycan Türkleri ve Nogaylar nufüsunun % 20 sini olusturuyorlar. Nüfusun çok hızlı artış sürecine girmesi şaşırtıcıdır. Zira ülkedeki Rus ve Dağ Cuhutlar (Yahudi) göç etmektedirler. Özellikle Rusya ve İsrail’e büyük bir göç yaşanmaktadır.
Rusların toplam nüfusa oranı % 4'e düşmüştür. Bu azalmaya karşılık nüfus artış hızının sürmesindeki en önemli sebep, 1990'lı yılların başından beri eski Sovyet toprakları üzerindeki bütün cumhuriyetlere zamanında çoğu ekonomik sebeplerden göçmüş bulunan Dağıstanlılar’ın yeniden kendi ülkelerine geri dönmeleridir. Rusya, Ukrayna ve Orta Asya cumhuriyetleri dağılmayı izleyen yıllardan beri çeşitli sebeplerle onları kendi sınırlarının içlerine çekilmeye zorladılar. Gerçekte Dağıstan; Hazar Denizinin ince kıyı şeridi toprağı dışında pek de verimli olmayan bir ülke.
Halkın % 99.9'u okuma yazma bilmekte ve neredeyse tamamı ise 2'den fazla dili iyi şekilde konuşabilecek düzeyde bilmektedir. Dağıstan’ın nüfus artış hızı Rusya Cumhuriyeti genelinde ilk sırada yer almaktadır. Bu artış hızı korunduğu ve ülke dışındaki insanları yurtlarına geri dönmeyi sürdürdükleri takdirde Dağıstan nüfusu 2050 yılında altı milyonu bulacaktır. Mahaçkala, Hasavyurt, Buynakski, Kaspiski, Kızılyar, İzberbaş ve Derbent ülkenin önemli şehirlerindendir. Dağistanın kuzeyi ve doğusunda ki düzlük bölgelerde Türki grupların varlığı, ülke geneline egemen olan dağlık ve plato yerleşimlerinde ise Kafkas kökenli etnik gruplar yaşamaktadır.
Doğu Türkistan (Uygur Özerk bölgesi):
İşgal altında tutulan ve bu kadim Türk yurdunun adını Sinkiang olarak değiştiren Çin, 1955'de sözde “ Sinkiang Uygur Otonom Bölgesi yönetimini” ilan etmiştir. Çin yönetimi, sözde bu Özerk bölge’de, Moğol, Kırgız, Kazak ve Tacik ve Hui gibi uluslara ait Otonom Nahiye, İlçe, İl ve daha alt otonom birimler ve bölgelere de ayırmıştır.
Aslında bu olay Sovyet Rusya’nın Batı Türkistan’da yaptığı gibi, bölge Türk ve Türkistan tabirleri içermeyecek şekilde ve muhtemel bir bağımsızlık hareketini engelleyebilmek için Çin tarafından Doğu Türkistan’da uygulanan bir yöntemdir. Yani “ Parçala, Yönet ve Yut” temeline dayanan bir emperyalist ve sömürge yöntemi’dir.
Çin anayasasında yer almasına rağmen Bölgesel Milli özerklik yasasını maddeleri Doğu Türkistanda uygulanmamaktadır. kağıt üzerinde özerklik yapısı vardır. Uygulamada bölge ÇKP partisinin kontrolünde bir sömürgedir.
Uygurlar, en eski Türk boylarından biridir. Varlıkları, milattan önceki yüzyıllara dek uzanır. Uygurlar, Moğolistan ortalarından Karadeniz’in kuzeyindeki bozkırlara dek yayılmış bulunan ve Çin kaynaklarında Gao-çı (yüksek tekerlekli arabalılar) olarak kaydedilen Türk boylar topluluğu içindeydi; Çin kaynaklarında Yüan-ho / Yuan-hu olarak adlandırılıyorlardı.
Gao-çı’lar 536 yılından sonra Çin kaynaklarında Tie-le olarak geçer. Tie-le’ler içinde bulunan Uygurlar da Wey-ho olarak adlandırılır. Tie-le’lerin bengü taşlardaki adı Tölis’tir.
Batı (Kök) Türk kağanı Çu-lo 605 yılında Tölislere saldırır ve başbuğlarını öldürür. Bu olay, Tölislerin birçok boyunu Uygurlar etrafında birleştirir. Çin kaynakları, Selenge boylarındaki bu Uygurlara Hui-ho adını verirler. Hui-ho, bengü taşlardaki Uygur kelimesinin karşılığıdır.
Türk tarihinde ilk yerleşik hayata geçen,Türk Milletinin ilk kültür ve medeniyetini şekillendiren ve modern anlamda Uygur — Türk devletini kuran çok kadim Türk boylarındandır. Türk tarihinde ilk şehircilik, mimarlık, din ve kültürünün temellerini atmışlar, aynı zamanda modern tarım yapmışlar ve tarihi ipek yolunun ilk kervancıları ve tüccarları olarak tarihe geçmişlerdir. Türk tarihinde ilk defa şehir ve kasabalar kurmuş ve ilk Türk mimari eserlerini inşa etmişlerdir. Şehir hayatı ve kültürünü başlatmışlar ve 18 harften oluşan ilk Türk alfabesi olan Uygur alfabesini icat etmişlerdir. Uygur Türklerinde okur yazar oranı hayli yüksekti. Türeyiş ve Göç destanları Uygurlara ait olup, “Orta Oyunu” Uygurlardan gelmektedir. Gök tanrı inancını terk edip yabancıların dinine inanan ilk Türk topluluğudur. Bögü Kağan zamanında Mani dinine girmişler ve daha sonra Karahanlılar zamanında islam dinini kabul ederek Türk tarihinin en en güçlü ve en muhteşem devrini Türk Milletine armağan etmişlerdir.
Gagauz Özerk Cumhuriyeti:
Maldova Cumhuriyeti içinde yer alan özerk bir Türk cumhuriyetidir. Bugün halâ halis bir Rumeli Türkçesi konuşan Gagauzlar Ortodoks Hristiyanlardır. Günümüzde Moldova, Bulgaristan, Ukrayna, Yunanistan, Romanya, Makedonya, Türkiye, Kazakistan, Özbekistan ve hatta Arjantin’e yayılmış bir coğrafyada yaşamaktadırlar.
Gagauzların Uz (Oğuz)ların torunları olduğu. Gagauz adının da Gök Uz’dan geldiği bir gerçektir.
Hakasya Cumhuriyeti:
1989 nüfus sayımına göre nüfusları 81.428 olan Hakaslar, başlıca Krasnoyarsk Krayı’na bağlı olan Hakas Muhtar Bölgesinde (oblast) yaşamaktadırlar. Hakasların Kırgız ve Sagay gibi iki mühim kolu bulunmaktadır. Çin kaynaklarında bu Kırgız boyuna “Heges” denildiği için aydınlar kendi ülkelerine Hakas adını vermişlerdir.
Meşhur müsteşrik Katanov, etnograflar Maynagaşov ve Kızlasovta Hakas asıllıdırlar. Bunlardan Katanov’un kütüphanesi Türkiye’ye getirilerek Türkiyat enstitüsünün temelini teşkil etmiştir. Hakasça, Uygur şivesine yakındır. Hakas halk edebiyatının ürünleri Kastren, Radloff ve Katanov tarafından toplanmıştır. Bugünkü günde yazı diline sahip olan Hakasların dil ve edebiyat enstitüleri mevcuttur.
Hakasların topluca yaşadıkları Hakas Cumhuriyeti batıda Kemerovsk Oblastı, güneybatı ve güneyde Altay Muhtar Bölgesi ve Tuva ile sınırdaştır. Ülkenin 2/3 dağlıktır. Bu ülkenin yüzölçümü 64.400 km2 olup, idari merkezi Abakan’ın dışında Minusinsk adlı bir şehri daha bulunmaktadır.
Hakaslar, Türk boyu olup Güney Doğu Sibirya da yaşamaktadırlar. Hakaslar 1800'lü yıllarda Rus İmparatorluğu’na katılmış, 1930 da özerk bölge statüsüne kavuşmuşlardır. Hakaslar eski şamanizm inancına sahiptirler. Hakasların iki bin yılı aşan tarihleri onların bir Kırgız grubu olduğunu göstermektedir.
Tanrı Dağı Kırgızlarının dünyaca ünlü büyük destanları Manas da bu tarihi olaydan bahsetmektedir. Manas Destanı’nın anlattığına göre Tanrı Dağı Kırgızları Yenisey bölgesinden bugünkü vatanlarına Manas Han önderliğinde göç etmişlerdir. 9. yüzyıl Çin kaynakları Kırgızlardan “Heges” veya “KieKiaSe” adıyla bahsetmektedir. Sonraki yıllarda Tanrı Dağı Kırgız boylarının Müslümanlaşma ve yaşanılan bölgeler arasındaki mesafenin uzak olması nedeniyle Yenisey Kırgızlarının ayrı bir kimlik benimsemesini ve Hakas adını kabullenmeleri sonucunu doğurmuştur.
İç Moğolistan Özerk bölgesi:
Kuzeyde Moğolistan, doğuda Heilongjiang, Jilin ve Liaoning, güneyde Hebei, Şansi ve Şensi yönetim bölgeleri ile Ningxia özerk bölgesi, batıda da Gansu yönetim bölgesi ile çevrilidir. Yüzölçümü 1,183,000 km², yönetim merkezi Hohhot’dur. Çin işgali altında olan Moğol toprağıdır. Yaklaşık 24 milyon kişinin yaşadığı özerk bölgede Moğollar artık nüfusun sadece yüzde 20’sini oluşturuyor. İç Moğolistandaki Moğol nüfusu, egemen Moğolistan devletininkinin iki katından daha fazladır.
Kalmuk Özerk cumhuriyeti:
Kalmuklar Moğol kökenli bir halk topluluğudur. Çungarlar ve Öletler de denilen bu topluluk, kendilerini Oyrat olarak adlandırırlar. Moğolcanın Oyrat lehçesini konuşurlar. Bugün Moğolistan, Doğu Türkistan ve bunlara komşu Çin eyaletlerinde Oyrat lisanını konuşanlar vardır.
Kalmıklar veya Kalmık halkı Batı Moğol halkı Oyratlar’ın 17. yüzyılda Cungarya’dan Hazar Denizi’nin batısına göç etmiş olan koludur. Bugün çoğunlukla Rusya Federasyonu’nun Kalmıkya Cumhuriyeti’nde yaşamaktadırlar.
Kabardino Balkar Özerk cumhuriyeti:
Balkarlar ise Karaçayların doğusundaki Çerek, Çegem, Baksan Malki ve Terek civarında yaşamaktadırlar. Kendilerine “Taulida da (Dağlı)” diyen Balkarlar 1989 nüfus sayımına göre 88 bin kişiden ibaret olup, %88’si (78.000) Kabardin-Balkar Cumhuriyeti’nde yaşamaktadır.
Bir iddiaya göre Bulgar Türklerinden, diğer bir iddiaya göre Hazar Türklerinden gelmektedirler. Bugün Balkarlar l. Bezengiy veya Bizingi, 2. Hulamlı, 3. Çegemli, 4. Urosbeylive 5. Baksanlı gibi kollara ayrılırlar.
Kuzey Kafkasya halkı Kabardalar ile Türk dilli Balkarlar için ortak bir cumhuriyet tesis edilmiştir. 12.500 km karelik cumhuriyetin toplam nüfusu 800 bin civarında olup, Balkarlar ancak %10’unu teşkil ederler.
Kendilerini Taulular (Dağlılar) olarak da adlandıran Balkarların kökeni üstüne kesin bilgi yoktur. V. F. Müller ve J. Marvadt’a göre Kuban Bulgarlarından gelirler. Bazı araştırmalara göre de uzun süre göçebe olarak yaşadıktan sonra Kafkas Bulgarlarını oluşturmuşlardır. Uzun yıllar Karaçaylılarla birlikte yaşayan Balkarlar ise adlarının Kırım’dan göç ettikleri sırada kendilerine önderlik eden Malkar adında bir beyden geldiğine inanırlar. Kökenlerinin Hazar Türklerine dayandığını ileri sürenler de vardır. Bunlara göre Balkarlar 10 ve 11. yüzyıllara değin bağımsız yaşamış, daha sonra Ruslar ya da Osetler tarafından Kafkasya’ya sürülmüşlerdir.
Karelya Özerk cumhuriyeti:
Karelya özerk cumhuriyetine ismini veren Kareller, Fin -Baltık kökenlidir. Çoğunlukla Rusya’nın Karelya Cumhuriyeti’nde veya Finlandiya’nın Kuzey ve Güney Karelya bölgelerine yaşamaktadırlar.
Karaçay Çerkes Cumhuriyeti:
Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti Rusya Federasyonu içinde, Stavropol krayında (bölge) bir yönetim birimi (oblast) iken, 1993'de özerkleşmiş bir federe cumhuriyet durumundadır. 1864'teki büyük sürgüne 1880'lere doğru artarak katılan bölge halkı Türkiye, Suriye gibi ülkelere sıklıkla yerleşti. 1917 yılında yaşanan Bolşevik ihtilali ile girişilen bağımsızlık hamleleri Karaçay-Çerkes bölgesinde Beyaz Ordu tarafından bastırıldı.
Sonraki dönemde, Kızıl Ordu’nun egemenliği ele geçirmesiyle bölgede yaşayanlar Sovyetler Birliği yönetimine girmiş oldular. Halk, 1944 yılına kadar topraklarında özerk olarak yaşadı; ancak 2. dünya savaşından sonra 1944 yılında “Karaçaylar” kitle halinde Adıge ve Abhazlardan da bazı aileler Orta Asya’nın çeşitli bölgelerine ve Kazakistan’a sürüldüler.Bu ikinci sürgün sonrası nüfusta önemli bir kayıp oldu; neredeyse yarı yarıya azaldı.
1957'de sürgünden dönen halk, bölgeye yeniden yerleşmeye başladı. Bunun sonucunda Karaçay-Çerkes Özerk Yönetim Birimi kuruldu. Bugün özerk cumhuriyetin nüfusunun %30'unu Turani kökenli Karaçaylar, %10'unu Adıgeler, %45'ini Ruslar ve kalan %15'lik kısmını Abhaz ve Nogay grupları oluşturur. Bölgede küçük oranda Rum nüfusu da mevcuttur. Karaçay-Çerkes bölgesi, 1992 yılında federasyon anlaşması gereği cumhuriyet statüsüne yükseltilmiştir.
Komi Özerk cumhuriyeti:
Komiler Finlilerle akraba Komice, Ural dil ailesinin Perm dillerine ait bir dildir. Rusya içinde yer alan Ural Dağları’nın batısında ve Doğu Avrupa Ovaları’nın kuzeydoğusunda yer alan özerk bir cumhuriyettir.
Mari El Özerk cumhuriyeti:
Rusya Federasyonu’na bağlı otonom bir cumhuriyettir.
Eski adı Çemeris olan etnik Mari halkı, Fin Ural dil ailesinin bir üyesi olan marice dilini konuşur. Marice, ülkede iki ayrı dialektte konuşulur. Bunlar Rusça ile birlikte ülkenin resmi dili olan çayır maricesi ve dağ maricesidir.
Mordovya Özerk Cumhuriyeti:
Mordvin dili Fin-Ugor dilleri ural grubuna ait bir dildir. 1 milyona yakın nüfusa sahip (2002 verilerine göre 888.766 kişi) Rusya Federasyonuna bağlı özerk bir cumhuriyettir. En büyük yerleşim merkezi başkent Saransk'dır.
Saha Yakut Özerk cumhuriyeti:
Rusya Federasyonun en büyük özerk cumhuriyetidir. Kendilerine Saka veya Saha diyen saha Türkleri Kuzeydoğu Sibirya’da bilhassa Yakut (Saha) Cumhuriyeti’nde yaşarlar. Ülkede elmas, altın, gaz, kömür, gümüş ve bakır çıkarılmaktadır. Mendeleyev tablosundaki bütün elementler Yakutistan’da bulunmaktadır. Elmas Saha yurdunda çok önemli bir yere sahiptir . Bunların en değerlilerinden biri de Moskova’da müzede bulunan ve 342,5 karatlık pırlantadır. Yakutistan’ın hemen her bölgesinde elmas çıkarılmaktadır.
Tataristan:
Rus işgali altında bir Türk yurdudur. Rusya federasyonuna bağlı Özerk cumhuriyettir. Tatar sözü, gerek Türkler ve gerekse Moğollar arasında eskiden beri bir boy adı olarak kullanılmaktaydı. Ancak, Moğollardaki Tatarlarla Türk boyu olan Tatarların aynı olmadıklarını bilmek yerinde olur. Moğol-Tatarlar, 1202 tarihinde Dalan-Nemürges savaşında Cengiz Han tarafından yenilerek parçalanmışlar ve bütün halkı da diğer boylar arasında dağıtılmıştır. Böylece Tatar boyu Moğollar arasında ortadan kalkmakla beraber, bu isim yabancılar tarafından bazen “Moğol”, bazen da “Türk” anlamında kullanılmaya devam etmiştir.
Türk dilinin en eski belgelerinde olan Orhon Yazıtlarında zikredilen “Tatar” halk adını bazı tarihçiler Moğol, bazıları da Türk menşeli olarak kabul etmiştir. Fakat Kaşgarlı Mahmud’un “Divan-ı Lugat-it-Türk’ünde adı geçen Tatarların bir Türk boyu olduğu kesindir.
Ruslar da Cengiz dönemi için bazen “Moğol”, bazen de “Tatar” adını kullanmıştır. Hatta ondan sonra kurulan ve birer Türk Devleti olan Altın Orda ve Kazan Hanlığı ve halkına da hep Tatar denmiştir. Çarlık döneminde de ellerine geçirdikleri bütün diğer Türk boylarına Ruslar toptan “Tatar” demiştir. Ancak bu ifade kullanılırken hiçbir zaman “Moğollar” kastedilmemiştir. Bu ifadeyi yalnız Türk boyları için kullanmışlardır.
6. yüzyılda Hazar Türkleri tarafından kurulmuş Hazar İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla batıya ve kuzeye göç eden Kıpçak boyuna dahil bir Türk kavmi olan Bulgarlar “Kağan Asparuk” komutasında batıya giderek bugünkü Bulgaristan’ın temelini atarak Tuna Nehri havzasında Birinci Bulgar İmparatorluğu’nu, kuzeye giden Bulgarlar ise Volga Bulgarya devletini kurmuşlardır. Bu iki devleti kuran Türklerin ataları bugünkü Tatarlar ve Çuvaşlar sayılmaktadır. Tataristan bölgesi 1922 yılına kadar Bulgaristan olarak anılmaktaydı.
Tuva Özerk cumhuriyeti Cumhuriyeti:
Rus işgalinde olan Rusya federasyonun bağlı özerk bir cumhuriyettir. Tuva, Bolşevik Devrimi’ni takip eden iç savaştan hemen sonra Sovyetler Birliği’ne dahil olmamış, 1944 yılına kadar ayrı bir devlet olarak varlığını sürdürmüştür. Buna ek olarak, Tuva’nın dış sınırı bulunmaktadır ve Tuva, Sibirya içinde yerli halkın çoğunlukta olduğu tek idari birimdir.
Tuva Türkleri, Eski Türklerin dini olan Şamanizmin Gök Tanrı veya Tengricilik inancına mensuptur. Aynı zamanda Budizm de kabul edilmiştir. Çok az sayıda Tuvalı ise Rusya’nın ve başka Hıristiyanların yaptığı misyoner faaliyetler sonucu Hıristiyanlık dinine geçmiştir.
Udmurtya özerk cumhuriyeti:
Fin kökenli bir halktır. Udmurtya ve çevresinde yaşayan Udmurtlar tarafından konuşulan, Ural dil ailesine ait Perm dil grubu içinde kabul edilen eklemeli dil Komi dili ve Udmurt dili Perm dilleri olarak kabul edilmektedirler.
1740 yılına kadar paganizmin farklı bir kolundaki dini inançlarını ve dillerini koruyan Udmurtlar, Rus Çarlığı’nın baskısıyla Hıristiyanlığı benimsediler. Müslümanların da yaşadığı bölgenin imarına çar tarafından 1756 yılından itibaren büyük önem verildi. Çünkü zengin demir ve bakır yataklarına sahip Uralların bu bölgesi, Çarlığın en önemli cevher sağlayan eyaleti oldu. İlk özel demir çelik fabrikası 1759 yılında kuruldu.
19. yüzyılın ikinci yarısında Udmurtya’da sanayi ve kültür hızlı bir gelişme sağladı. Udmurtlar’da milli bilinç 1917 devrimi sonrasında başladı. Udmurtiya’ya verilen özerklik 1934 yılında daha da ileri seviyeye taşındı, Udmurt Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti (UASSR) adıyla kendi sınırları içinde yönetim birimlerini kurdu. 1990 yılından bu yana UASSR, onun Yüksek Sovyet karar uyarınca, Udmurtiya Cumhuriyeti adı olmuştur. 1993 yılında Udmurtiya Cumhuriyeti bayrağını tanıttı. Amblem ve Udmurtiya marşı 1994 yılında kabul edilmiştir.
Voyvodina Özerk bölgesi: (Vajdasag)
Sırbistana bağlı tarihsel Macar toprağıdır. Eski Yugoslavya 2 özerk bölgeden oluşuyordu. biri Kosova, biri Voyvodinaydı. Bölge Macar ovalarının uzantısı durumundadır. II. Dünya Savaşı’ndan sonra Voyvodina bölgesinde yaşayan Macar kökenli nüfus Macaristan’a göçe zorlanmıştır. Halen Voyvodina Özerk Bölgesi’nde nüfusun % 65’ini Sırplar, % 14,3’ünü Macarlar meydana getirmektedir.
Kaynakça:
Tekin, T. (1976), “Altay Dilleri Teorisi”, Türk Dünyası El Kitabı, Ankara. S., 118–130.
Doerfer, Gerhard, “Akraba Olmama Kanıtlanabilir mi? –Altay Dilleri Sorunu”, (Çev. Faruk Gökçe), Türkbilig 2003/5, s. 157–168.
Doerfer, Gerhard (1980). Temel Sözcükler ve Altay Dilleri Sorunu. TDAY Belleten, s.
Alinti
Azerbaycan:
Azerbaycan adının kaynağı, Farsça’daki ‘azer’ (ateş) ve ‘baykan’ (bekçi) sözcükleridir; ‘ateş bekçisi’ odlar yurdu anlamına gelir. Azerbaycan'ın tarihsel topraklarının bir kısmı Gürcistan, Ermenistan, Rusya federasyonu ve İran arasında paylaşılmıştır. Tarihsel Azerbaycan toprağı Derbent, Ruslar tarafından Azerbaycan’dan alınıp Dağıstan’a bağlanmıştır.
Borçalı:
Tarihsel Türk toprağı Borçalı, bugün Gürcistan sınırları içinde olan bir Türk bölgesidir. Borçalı bölgesi bugün Rustavi merkezli 'Kvemo Kartli' bölgesine bağlıdır. Nüfusu tahmini olarak 500.000 kadardır. Ahalisinin büyük çoğunluğu Karapapak/Terekeme boyundan olan Azerbaycan Türkleridir. 18.asırda Borçalıda 'Sultanlık' ilan edilmiştir. 19.asırda ise bölge Rus işgaline uğramıştır. Sovyet Rusya burayı Sovyet Gürcistanına vermiştir. Gürcüstan müstakil olunca yine Gürcüstan sınırları içinde kalmıştır.
1813 yılında yapılan Gülistan ve arkasından 1828 yılında yapılan Türkmençay anlaşmalarıyla bugünkü, daha doğrusu 1990’lara kadar varlığını koruyan Rus-İran sınırı çizilmiştir. 1828 yılında imzalanan Türkmençay anlaşması, bir yıl sonra 1829 yılında imzalanan Edirne Anlaşmasıyla Osmanlı İmparatorluğu’na da onaylatılarak uluslar arası bir anlaşma haline gelmiştir. Genel olarak ifade edecek olursak, Türkmençay anlaşması ile Bakü merkezli Kuzey Azerbaycan Rusya’da kalırken, Tebriz merkezli Güney Azerbaycan İran’ın egemenliği altına girmiştir.
Tarihi Azerbaycan topraklarında Ermenistanı kuran güç Ruslardır. Bugün Azerbaycanın kuzeyi bağımsız olurken, Güney Azerbaycan’daki İran işgali 1828 yılından beri yaklaşık iki asırdır resmen ve fiilen sürmektedir.
Estonya:
Estonya (Eesti), bir baltık ülkesidir. Fin -ugor ailesinden gelir. Finlilerle akrabadır. Estonya’nın adı, Hristiyanlığı kabulünden (XII. yy sonu-XIII. yy başı) sonra duyuldu. “ülke halkı” veya “toprak halkı” anlamına gelen maarahvas idi. Estonyalıların yaşadığı topraklara “Ülke Bölgesi” veya “Toprak Bölgesi” anlamına gelen Maavald der.
Finlandiya:
Finlandiya adını Fin halkından alır. Fin halkı ülkelerine Suomi derler. Suomi, Fincede “Su”lar ülkesi demektir.
Ünlü Rus yazar Grigory Petrov Finlandiyaya beyaz zambaklar ülkesi demiş, bu adla 'Beyaz Zambaklar Ülkesinde' adıyla bir seyahatname yazmıştır.
Fin milli destanı Kalevala’dır. Destanın Fin kültüründe ve Fin ulusal bilincinde ayrı bir yeri vardır. İlk kez 1917’de bağımsız bir devlet kuran Fin halkının dillerini yaşatmaları belki de büyük ölçüde Kalevala sayesindedir. Yüzyıllardır halk arasında sözel olarak anlatılan destanların derlemesi olan Kalevala’nın çok çeşitli versiyonları vardır.
Japonya:
Japonlar ülkelerine ‘Nippon’ derler. Bu, ‘güneşin doğduğu ülke’ anlamına gelmektedir. Kelimenin Çincesi ‘Japuen’ şeklindedir ve dünyaya bu şekliyle yayılmıştır.
Kazakistan:
Kazakistan, Kazak ülkesi demektir. Kazak sözcüğü ‘başkaldıran’ demektir.
Kırgızistan:
Kırgızistan, Kırgız ülkesi demektir. Kırgız sözcüğü “kır-ges, kır uguz” sözünden kısaltılarak ifade ettiklerini bunun yanı sıra “kırk cüz”, “kırk uguz”, “kırk kız” ve “kırk usun” şeklinde de ifade edilmiştir.
Kırgız kelimesi “kırk yoz” (kırk uruu-boy) anlamını ifade etmektedir.
Manas Destanı, Kırgız Türkleri’nin millî destanıdır. Müslüman Kırgızlarla Putperest Kalmuklar arasındaki mücadeleleri anlatır. Destan üç bölümden oluşmaktadır. Bunlar; Manas, oğlu Semetey ve torunu Seytek ile ilgili bölümlerdir.
Destanın derlenen en hacimli şekli Sayakbay Karalayev’in Manas-Semetey-Seytek üçlemesi olup 500.500 dizedir. Destanın çeşitli Manasçılardan derlenen 60'tan fazla anlatımının toplam dize sayısının 1.500.000 olduğu kaydedilmektedir.
Kuzey Kıbrıs Türk cumhuriyeti:
Kıbrıs, bakır anlamına gelir. Ada üzerinde çağlar boyunca bakır çıkartılıp işletildiğinden dolayı bu ismi almıştır.
Kore:
Kore, Kore dilinde ‘sabahın sessizliği’ demektir. Ayrıca bu topraklarda bir zamanlar Koryo İmparatorluğu vardı. ‘Koryo’ sözcüğü ‘yüksek derecede güzelliklerle dolu ülke’ demektir.
Korelilerin Dangunwanggeom adlı Kore kuruluş efsanesi vardır.
Macaristan:
Macaristan, resmi olarak Magyarorszag (Magyar: Macar; orszag: ülke) yani “Macarların Ülkesi” anlamına gelen ismi kullanmaktadır. Ancak batılı ülkeler Macaristan için “Hunların Devleti” anlamına gelen “Hungary” ismini kullanmaktadır.
Macarların milli destanı Turul Kuşu efsanesine göre, Macaristan’ı kuran yedi kavimden birinin lideri olan Almos’un annesi Emese’nin uykusunda bir rüya görmesini sağlar. Bu rüyada Emese’nin rahminden bir ırmak doğar ve uzak diyarlara doğru akar. Rüya yorumcuları bu rüyanın; Emese’nin bir erkek çocuğu doğuracağını ve bu çocuğun kendi halkına liderlik edeceğini ve halkını uzak diyarlara götüreceğini, onun çocuklarının da şanlı krallar olacağını anlattığını söylerler. Bu rüyadan sonra Turul Kavmi veya bilinen adıyla Arpad Kavmi (Arpadlar) ülkelerini terk ederler ve uzak diyarlara göç ederler. Ve bugünkü Macaristan’ın temellerini atarlar.
Moğolistan:
Moğol adı, kaynaklarda ilk defa VII. yüzyılda T’ang sülalesi resmi tarihleri Chiu T’ang-shu ve Hsin T’angshu’da “Memg-wu” ve “Memg-wa” şeklinde Proto- Moğol Shih-wei kabile grupları arasında önemsiz küçük bir kabile ismi şeklinde geçer. Ancak devlet ve hanedan adı olarak kullanılması Cengiz Han zamanında, millet adı olarak kullanılması ise çok daha sonra gerçekleşmiştir. Moğolistan 'Moğolların ülkesi' anlamına gelir.
Moğollar, ilk kez Cengiz Han, döneminde bağımsız ve birleşik bir güç olarak tarih sahnesine çıkmıştır. Bu süreç, aynı zamanda geleneksel kabile sisteminin çökmesi ve yerini hiyerarşik feodal yapıya bırakması sonucunu doğurmuştur.
13. yüzyılın başında Moğolların tarih sahnesine çıkışına ilişkin yazılanlar gibi daha önce adı sanı duyulmayan küçük bir halk, birden bire Asya’nın en büyük gücü haline geliyor. 20 yıl içinde kudretinin doruklarına çıkarak dünyayı önünde diz çöktürebiliyor. 13. yüzyılın başında Moğolistan’da çeşitli kabileler halinde yaklaşık 700 bin insan yaşarken, kuzey Çin 60 güney Çin 30 milyonluk bir nüfusa sahipti. Orta Asya ve İran’da hüküm süren Harezm Devleti’nde yaklaşık 20 milyon, Kıpçakların egemenliğindeki İdil ve Karpatlar takriben 8 milyon, Kafkaslarda yaklaşık 5 milyon insan vardı.
Moğolların hala büyük bir çoğunluğu Yurt adı verilen Ger’lerde (Büyük Çadır) yaşamaktadır.
Ulusal sporu Moğol Güreşidir.
Ülkedeki en önemli festival her sene Temmuz ayında ülkenin kurtuluş gününü içine alınacak şekilde düzenlenen Nadaam Festivalidir.
Nadaam festivalinde Güreş müsabakaları, Okçuluk ve At Yarışı yapılır.
Moğolca “Ruh” anlamına gelen Takhi adındaki yabani atlar yeryüzünde kalmış son vahşi atlardır.
Tüm Orta Asya’yı fethetmiş ünlü hakan Cengiz Han, koyduğu yasalarla günümüzde hala anılmaktadır.
Özbekistan:
Özbekistan adı tarihi kaynaklara göre Altunordu Beyi Özbek’in adından gelmektedir. Özbek Han 1313–1340'ta Altunordu Devleti’nin başına geçer. Yine tarihi kaynaklara göre bu birliğe Özbekler denir. Daha sonra da bu kelime belli bir Türk topluluğunun adı olarak kullanılır.
Türkiye:
”Türk” ya da “Türük” sözcüklerinin tarihte bilinen ilk kullanımına Orta Asya’da Göktürkler tarafından Göktürk alfabesi kullanılarak sekizinci yüzyılda dikilen Orhun Yazıtları’nda rastlandı. Sözcüğün günümüzdeki halinin orijinali ilk kez 12. yüzyılda İtalyanlar tarafından Orta Çağ Latincesi kullanılarak Turchia veya Turcmenia şekillerinde oluşturuldu. Bunların yanı sıra Orta Çağ’ın Alman seyyahları bölgeyi Turkei veya Tirkenland şeklinde, Fransızlar ise Turquie şeklinde andı.
Sözcüğün Yunanca soydaşı Tourkia, Bizans imparatoru ve bilgini VII. Konstantin Porfirogennetos tarafından De Administrando Imperio kitabında kullanıldı. Ancak imparator buradaki “Türk” kullanımlarıyla Macarları kastetti. Benzer şekilde Bizans kaynakları, Karadeniz ile Hazar Denizi’nin kuzeyinde ömür süren bir Türk devleti olan Hazar Kağanlığı için de Tourkia (Türklerin ülkesi) sözcüğünü kullandı. Osmanlı İmparatorluğu ise kendi çağdaşı olan diğer ülkeler tarafından zaman zaman Türkiye veya Türk İmparatorluğu şeklinde anıldı.
Türkmenistan:
Türkmenistan, Türkmen ülkesi anlamına gelir. Türkmen ise, Türk sözcüğüne abartma anlamı veren -men ekinin gelmesiyle olmuştur.
Özerk Türk Turan ülkeleri ve bölgeleri
Altay Özerk cumhuriyeti:
Rusya federasyonunun işgalinde bir Özerk cumhuriyettir. “Rusya’daki Tibet” olarak kabul edilen dağlık bir ülkedir. Bu ülkeye ismini veren Türklerin ilk ata yurdu olan Altay dağları burada bulunmaktadır.
Başkurdistan Özerk Cumhuriyeti:
Rusya Federasyonu’na bağlı federe bir Türk cumhuriyetidir. 11 Ekim 1991 tarihinde özerkliğine kavuşmuştur. Güney Urallardan batıya doğru Belaya ve Kama nehirlerine kadar uzanan bölgede bulunmaktadır. Başkurtlar veya Başkortlar veya Başkırtlar, Türk halklarından biridir. Çoğunluğu Rusya Federasyonu içindeki Başkurdistan’da yaşar.
Buryat özerk cumhuriyeti:
Buryatlar, Turan halklarının Altay kolundandır. Bugün bir Moğol halkı olarak tanınıyor olsalar da Buryatlar; iki Türk, iki de Moğol boyunun birleşmesinden doğmuş karma bir halktır. Bunlardan güney ve doğu Buryatya’da yaşayan Huri ve Hondogar boyları Moğol karakteri taşırlar ve Budist’tirler. Batıda yaşayan Bulaga ve Ehiriler ise Türktürler ve Tengri’ye inanırlar. Buryatların toplam nüfusu 600 bin dolayındadır. Bunun 290 bini Buryat Özerk Cumhuriyeti’nde yaşamaktadır. Komşu İrkutsk ve Zabalskaya Oblastarında da 150 binden fazla Buryat bulunmaktadır. Buryatlarda, Türkiye Türkçesindeki kurt, Bortocono olarak bilinir. Börte kelimesi kurt anlamında Türkçe bir sözcüktür. Çono ise Moğolca Kurt demektir. Buryatlar Bortocono/Börtecine’yi ataları, Ala Geyik’i de anaları olarak bilirler.
Çuvaşistan Özerk Cumhuriyeti:
Çuvaşistan Özerk Cumhuriyetin adını aldığı Çuvaşlar, Türk halkları’ndan biridir. Çuvaşistan, Rusya’nın orta kesiminde yer alır ve Haziran 1920’de kurulmuştur. Çuvaşların bir etnik grup olarak tarih sahnesine çıktıkları tarihi M.S. 820 yılı olarak kabul edebiliriz. Bu tarihte, Hazar Hanlığı’ndaki Hunlar iki kola ayrılmışlar ve bunlardan biri “çuaş” ya da “çuvaş” şeklinde adlandırılırken, diğerleri “kavar” ya da “kabar” şeklinde ismlendirilmişlerdir.
Dağıstan özerk cumhuriyeti:
Dağıstan, “dağlar ülkesi, dağlık ülke” anlamına gelmektedir. Türk dillerindeki “dağ” sözcüğü ile Farsçada diyar, ülke manasına gelen “Stan” kelimesinin birleşmesinden oluşmuştur.
Dağıstan’ın nüfusu (2012 tahmini) 4.950.000'e yaklaşmıştır. Türk halkları olan Kumuklar, Azerbaycan Türkleri ve Nogaylar nufüsunun % 20 sini olusturuyorlar. Nüfusun çok hızlı artış sürecine girmesi şaşırtıcıdır. Zira ülkedeki Rus ve Dağ Cuhutlar (Yahudi) göç etmektedirler. Özellikle Rusya ve İsrail’e büyük bir göç yaşanmaktadır.
Rusların toplam nüfusa oranı % 4'e düşmüştür. Bu azalmaya karşılık nüfus artış hızının sürmesindeki en önemli sebep, 1990'lı yılların başından beri eski Sovyet toprakları üzerindeki bütün cumhuriyetlere zamanında çoğu ekonomik sebeplerden göçmüş bulunan Dağıstanlılar’ın yeniden kendi ülkelerine geri dönmeleridir. Rusya, Ukrayna ve Orta Asya cumhuriyetleri dağılmayı izleyen yıllardan beri çeşitli sebeplerle onları kendi sınırlarının içlerine çekilmeye zorladılar. Gerçekte Dağıstan; Hazar Denizinin ince kıyı şeridi toprağı dışında pek de verimli olmayan bir ülke.
Halkın % 99.9'u okuma yazma bilmekte ve neredeyse tamamı ise 2'den fazla dili iyi şekilde konuşabilecek düzeyde bilmektedir. Dağıstan’ın nüfus artış hızı Rusya Cumhuriyeti genelinde ilk sırada yer almaktadır. Bu artış hızı korunduğu ve ülke dışındaki insanları yurtlarına geri dönmeyi sürdürdükleri takdirde Dağıstan nüfusu 2050 yılında altı milyonu bulacaktır. Mahaçkala, Hasavyurt, Buynakski, Kaspiski, Kızılyar, İzberbaş ve Derbent ülkenin önemli şehirlerindendir. Dağistanın kuzeyi ve doğusunda ki düzlük bölgelerde Türki grupların varlığı, ülke geneline egemen olan dağlık ve plato yerleşimlerinde ise Kafkas kökenli etnik gruplar yaşamaktadır.
Doğu Türkistan (Uygur Özerk bölgesi):
İşgal altında tutulan ve bu kadim Türk yurdunun adını Sinkiang olarak değiştiren Çin, 1955'de sözde “ Sinkiang Uygur Otonom Bölgesi yönetimini” ilan etmiştir. Çin yönetimi, sözde bu Özerk bölge’de, Moğol, Kırgız, Kazak ve Tacik ve Hui gibi uluslara ait Otonom Nahiye, İlçe, İl ve daha alt otonom birimler ve bölgelere de ayırmıştır.
Aslında bu olay Sovyet Rusya’nın Batı Türkistan’da yaptığı gibi, bölge Türk ve Türkistan tabirleri içermeyecek şekilde ve muhtemel bir bağımsızlık hareketini engelleyebilmek için Çin tarafından Doğu Türkistan’da uygulanan bir yöntemdir. Yani “ Parçala, Yönet ve Yut” temeline dayanan bir emperyalist ve sömürge yöntemi’dir.
Çin anayasasında yer almasına rağmen Bölgesel Milli özerklik yasasını maddeleri Doğu Türkistanda uygulanmamaktadır. kağıt üzerinde özerklik yapısı vardır. Uygulamada bölge ÇKP partisinin kontrolünde bir sömürgedir.
Uygurlar, en eski Türk boylarından biridir. Varlıkları, milattan önceki yüzyıllara dek uzanır. Uygurlar, Moğolistan ortalarından Karadeniz’in kuzeyindeki bozkırlara dek yayılmış bulunan ve Çin kaynaklarında Gao-çı (yüksek tekerlekli arabalılar) olarak kaydedilen Türk boylar topluluğu içindeydi; Çin kaynaklarında Yüan-ho / Yuan-hu olarak adlandırılıyorlardı.
Gao-çı’lar 536 yılından sonra Çin kaynaklarında Tie-le olarak geçer. Tie-le’ler içinde bulunan Uygurlar da Wey-ho olarak adlandırılır. Tie-le’lerin bengü taşlardaki adı Tölis’tir.
Batı (Kök) Türk kağanı Çu-lo 605 yılında Tölislere saldırır ve başbuğlarını öldürür. Bu olay, Tölislerin birçok boyunu Uygurlar etrafında birleştirir. Çin kaynakları, Selenge boylarındaki bu Uygurlara Hui-ho adını verirler. Hui-ho, bengü taşlardaki Uygur kelimesinin karşılığıdır.
Türk tarihinde ilk yerleşik hayata geçen,Türk Milletinin ilk kültür ve medeniyetini şekillendiren ve modern anlamda Uygur — Türk devletini kuran çok kadim Türk boylarındandır. Türk tarihinde ilk şehircilik, mimarlık, din ve kültürünün temellerini atmışlar, aynı zamanda modern tarım yapmışlar ve tarihi ipek yolunun ilk kervancıları ve tüccarları olarak tarihe geçmişlerdir. Türk tarihinde ilk defa şehir ve kasabalar kurmuş ve ilk Türk mimari eserlerini inşa etmişlerdir. Şehir hayatı ve kültürünü başlatmışlar ve 18 harften oluşan ilk Türk alfabesi olan Uygur alfabesini icat etmişlerdir. Uygur Türklerinde okur yazar oranı hayli yüksekti. Türeyiş ve Göç destanları Uygurlara ait olup, “Orta Oyunu” Uygurlardan gelmektedir. Gök tanrı inancını terk edip yabancıların dinine inanan ilk Türk topluluğudur. Bögü Kağan zamanında Mani dinine girmişler ve daha sonra Karahanlılar zamanında islam dinini kabul ederek Türk tarihinin en en güçlü ve en muhteşem devrini Türk Milletine armağan etmişlerdir.
Gagauz Özerk Cumhuriyeti:
Maldova Cumhuriyeti içinde yer alan özerk bir Türk cumhuriyetidir. Bugün halâ halis bir Rumeli Türkçesi konuşan Gagauzlar Ortodoks Hristiyanlardır. Günümüzde Moldova, Bulgaristan, Ukrayna, Yunanistan, Romanya, Makedonya, Türkiye, Kazakistan, Özbekistan ve hatta Arjantin’e yayılmış bir coğrafyada yaşamaktadırlar.
Gagauzların Uz (Oğuz)ların torunları olduğu. Gagauz adının da Gök Uz’dan geldiği bir gerçektir.
Hakasya Cumhuriyeti:
1989 nüfus sayımına göre nüfusları 81.428 olan Hakaslar, başlıca Krasnoyarsk Krayı’na bağlı olan Hakas Muhtar Bölgesinde (oblast) yaşamaktadırlar. Hakasların Kırgız ve Sagay gibi iki mühim kolu bulunmaktadır. Çin kaynaklarında bu Kırgız boyuna “Heges” denildiği için aydınlar kendi ülkelerine Hakas adını vermişlerdir.
Meşhur müsteşrik Katanov, etnograflar Maynagaşov ve Kızlasovta Hakas asıllıdırlar. Bunlardan Katanov’un kütüphanesi Türkiye’ye getirilerek Türkiyat enstitüsünün temelini teşkil etmiştir. Hakasça, Uygur şivesine yakındır. Hakas halk edebiyatının ürünleri Kastren, Radloff ve Katanov tarafından toplanmıştır. Bugünkü günde yazı diline sahip olan Hakasların dil ve edebiyat enstitüleri mevcuttur.
Hakasların topluca yaşadıkları Hakas Cumhuriyeti batıda Kemerovsk Oblastı, güneybatı ve güneyde Altay Muhtar Bölgesi ve Tuva ile sınırdaştır. Ülkenin 2/3 dağlıktır. Bu ülkenin yüzölçümü 64.400 km2 olup, idari merkezi Abakan’ın dışında Minusinsk adlı bir şehri daha bulunmaktadır.
Hakaslar, Türk boyu olup Güney Doğu Sibirya da yaşamaktadırlar. Hakaslar 1800'lü yıllarda Rus İmparatorluğu’na katılmış, 1930 da özerk bölge statüsüne kavuşmuşlardır. Hakaslar eski şamanizm inancına sahiptirler. Hakasların iki bin yılı aşan tarihleri onların bir Kırgız grubu olduğunu göstermektedir.
Tanrı Dağı Kırgızlarının dünyaca ünlü büyük destanları Manas da bu tarihi olaydan bahsetmektedir. Manas Destanı’nın anlattığına göre Tanrı Dağı Kırgızları Yenisey bölgesinden bugünkü vatanlarına Manas Han önderliğinde göç etmişlerdir. 9. yüzyıl Çin kaynakları Kırgızlardan “Heges” veya “KieKiaSe” adıyla bahsetmektedir. Sonraki yıllarda Tanrı Dağı Kırgız boylarının Müslümanlaşma ve yaşanılan bölgeler arasındaki mesafenin uzak olması nedeniyle Yenisey Kırgızlarının ayrı bir kimlik benimsemesini ve Hakas adını kabullenmeleri sonucunu doğurmuştur.
İç Moğolistan Özerk bölgesi:
Kuzeyde Moğolistan, doğuda Heilongjiang, Jilin ve Liaoning, güneyde Hebei, Şansi ve Şensi yönetim bölgeleri ile Ningxia özerk bölgesi, batıda da Gansu yönetim bölgesi ile çevrilidir. Yüzölçümü 1,183,000 km², yönetim merkezi Hohhot’dur. Çin işgali altında olan Moğol toprağıdır. Yaklaşık 24 milyon kişinin yaşadığı özerk bölgede Moğollar artık nüfusun sadece yüzde 20’sini oluşturuyor. İç Moğolistandaki Moğol nüfusu, egemen Moğolistan devletininkinin iki katından daha fazladır.
Kalmuk Özerk cumhuriyeti:
Kalmuklar Moğol kökenli bir halk topluluğudur. Çungarlar ve Öletler de denilen bu topluluk, kendilerini Oyrat olarak adlandırırlar. Moğolcanın Oyrat lehçesini konuşurlar. Bugün Moğolistan, Doğu Türkistan ve bunlara komşu Çin eyaletlerinde Oyrat lisanını konuşanlar vardır.
Kalmıklar veya Kalmık halkı Batı Moğol halkı Oyratlar’ın 17. yüzyılda Cungarya’dan Hazar Denizi’nin batısına göç etmiş olan koludur. Bugün çoğunlukla Rusya Federasyonu’nun Kalmıkya Cumhuriyeti’nde yaşamaktadırlar.
Kabardino Balkar Özerk cumhuriyeti:
Balkarlar ise Karaçayların doğusundaki Çerek, Çegem, Baksan Malki ve Terek civarında yaşamaktadırlar. Kendilerine “Taulida da (Dağlı)” diyen Balkarlar 1989 nüfus sayımına göre 88 bin kişiden ibaret olup, %88’si (78.000) Kabardin-Balkar Cumhuriyeti’nde yaşamaktadır.
Bir iddiaya göre Bulgar Türklerinden, diğer bir iddiaya göre Hazar Türklerinden gelmektedirler. Bugün Balkarlar l. Bezengiy veya Bizingi, 2. Hulamlı, 3. Çegemli, 4. Urosbeylive 5. Baksanlı gibi kollara ayrılırlar.
Kuzey Kafkasya halkı Kabardalar ile Türk dilli Balkarlar için ortak bir cumhuriyet tesis edilmiştir. 12.500 km karelik cumhuriyetin toplam nüfusu 800 bin civarında olup, Balkarlar ancak %10’unu teşkil ederler.
Kendilerini Taulular (Dağlılar) olarak da adlandıran Balkarların kökeni üstüne kesin bilgi yoktur. V. F. Müller ve J. Marvadt’a göre Kuban Bulgarlarından gelirler. Bazı araştırmalara göre de uzun süre göçebe olarak yaşadıktan sonra Kafkas Bulgarlarını oluşturmuşlardır. Uzun yıllar Karaçaylılarla birlikte yaşayan Balkarlar ise adlarının Kırım’dan göç ettikleri sırada kendilerine önderlik eden Malkar adında bir beyden geldiğine inanırlar. Kökenlerinin Hazar Türklerine dayandığını ileri sürenler de vardır. Bunlara göre Balkarlar 10 ve 11. yüzyıllara değin bağımsız yaşamış, daha sonra Ruslar ya da Osetler tarafından Kafkasya’ya sürülmüşlerdir.
Karelya Özerk cumhuriyeti:
Karelya özerk cumhuriyetine ismini veren Kareller, Fin -Baltık kökenlidir. Çoğunlukla Rusya’nın Karelya Cumhuriyeti’nde veya Finlandiya’nın Kuzey ve Güney Karelya bölgelerine yaşamaktadırlar.
Karaçay Çerkes Cumhuriyeti:
Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti Rusya Federasyonu içinde, Stavropol krayında (bölge) bir yönetim birimi (oblast) iken, 1993'de özerkleşmiş bir federe cumhuriyet durumundadır. 1864'teki büyük sürgüne 1880'lere doğru artarak katılan bölge halkı Türkiye, Suriye gibi ülkelere sıklıkla yerleşti. 1917 yılında yaşanan Bolşevik ihtilali ile girişilen bağımsızlık hamleleri Karaçay-Çerkes bölgesinde Beyaz Ordu tarafından bastırıldı.
Sonraki dönemde, Kızıl Ordu’nun egemenliği ele geçirmesiyle bölgede yaşayanlar Sovyetler Birliği yönetimine girmiş oldular. Halk, 1944 yılına kadar topraklarında özerk olarak yaşadı; ancak 2. dünya savaşından sonra 1944 yılında “Karaçaylar” kitle halinde Adıge ve Abhazlardan da bazı aileler Orta Asya’nın çeşitli bölgelerine ve Kazakistan’a sürüldüler.Bu ikinci sürgün sonrası nüfusta önemli bir kayıp oldu; neredeyse yarı yarıya azaldı.
1957'de sürgünden dönen halk, bölgeye yeniden yerleşmeye başladı. Bunun sonucunda Karaçay-Çerkes Özerk Yönetim Birimi kuruldu. Bugün özerk cumhuriyetin nüfusunun %30'unu Turani kökenli Karaçaylar, %10'unu Adıgeler, %45'ini Ruslar ve kalan %15'lik kısmını Abhaz ve Nogay grupları oluşturur. Bölgede küçük oranda Rum nüfusu da mevcuttur. Karaçay-Çerkes bölgesi, 1992 yılında federasyon anlaşması gereği cumhuriyet statüsüne yükseltilmiştir.
Komi Özerk cumhuriyeti:
Komiler Finlilerle akraba Komice, Ural dil ailesinin Perm dillerine ait bir dildir. Rusya içinde yer alan Ural Dağları’nın batısında ve Doğu Avrupa Ovaları’nın kuzeydoğusunda yer alan özerk bir cumhuriyettir.
Mari El Özerk cumhuriyeti:
Rusya Federasyonu’na bağlı otonom bir cumhuriyettir.
Eski adı Çemeris olan etnik Mari halkı, Fin Ural dil ailesinin bir üyesi olan marice dilini konuşur. Marice, ülkede iki ayrı dialektte konuşulur. Bunlar Rusça ile birlikte ülkenin resmi dili olan çayır maricesi ve dağ maricesidir.
Mordovya Özerk Cumhuriyeti:
Mordvin dili Fin-Ugor dilleri ural grubuna ait bir dildir. 1 milyona yakın nüfusa sahip (2002 verilerine göre 888.766 kişi) Rusya Federasyonuna bağlı özerk bir cumhuriyettir. En büyük yerleşim merkezi başkent Saransk'dır.
Saha Yakut Özerk cumhuriyeti:
Rusya Federasyonun en büyük özerk cumhuriyetidir. Kendilerine Saka veya Saha diyen saha Türkleri Kuzeydoğu Sibirya’da bilhassa Yakut (Saha) Cumhuriyeti’nde yaşarlar. Ülkede elmas, altın, gaz, kömür, gümüş ve bakır çıkarılmaktadır. Mendeleyev tablosundaki bütün elementler Yakutistan’da bulunmaktadır. Elmas Saha yurdunda çok önemli bir yere sahiptir . Bunların en değerlilerinden biri de Moskova’da müzede bulunan ve 342,5 karatlık pırlantadır. Yakutistan’ın hemen her bölgesinde elmas çıkarılmaktadır.
Tataristan:
Rus işgali altında bir Türk yurdudur. Rusya federasyonuna bağlı Özerk cumhuriyettir. Tatar sözü, gerek Türkler ve gerekse Moğollar arasında eskiden beri bir boy adı olarak kullanılmaktaydı. Ancak, Moğollardaki Tatarlarla Türk boyu olan Tatarların aynı olmadıklarını bilmek yerinde olur. Moğol-Tatarlar, 1202 tarihinde Dalan-Nemürges savaşında Cengiz Han tarafından yenilerek parçalanmışlar ve bütün halkı da diğer boylar arasında dağıtılmıştır. Böylece Tatar boyu Moğollar arasında ortadan kalkmakla beraber, bu isim yabancılar tarafından bazen “Moğol”, bazen da “Türk” anlamında kullanılmaya devam etmiştir.
Türk dilinin en eski belgelerinde olan Orhon Yazıtlarında zikredilen “Tatar” halk adını bazı tarihçiler Moğol, bazıları da Türk menşeli olarak kabul etmiştir. Fakat Kaşgarlı Mahmud’un “Divan-ı Lugat-it-Türk’ünde adı geçen Tatarların bir Türk boyu olduğu kesindir.
Ruslar da Cengiz dönemi için bazen “Moğol”, bazen de “Tatar” adını kullanmıştır. Hatta ondan sonra kurulan ve birer Türk Devleti olan Altın Orda ve Kazan Hanlığı ve halkına da hep Tatar denmiştir. Çarlık döneminde de ellerine geçirdikleri bütün diğer Türk boylarına Ruslar toptan “Tatar” demiştir. Ancak bu ifade kullanılırken hiçbir zaman “Moğollar” kastedilmemiştir. Bu ifadeyi yalnız Türk boyları için kullanmışlardır.
6. yüzyılda Hazar Türkleri tarafından kurulmuş Hazar İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla batıya ve kuzeye göç eden Kıpçak boyuna dahil bir Türk kavmi olan Bulgarlar “Kağan Asparuk” komutasında batıya giderek bugünkü Bulgaristan’ın temelini atarak Tuna Nehri havzasında Birinci Bulgar İmparatorluğu’nu, kuzeye giden Bulgarlar ise Volga Bulgarya devletini kurmuşlardır. Bu iki devleti kuran Türklerin ataları bugünkü Tatarlar ve Çuvaşlar sayılmaktadır. Tataristan bölgesi 1922 yılına kadar Bulgaristan olarak anılmaktaydı.
Tuva Özerk cumhuriyeti Cumhuriyeti:
Rus işgalinde olan Rusya federasyonun bağlı özerk bir cumhuriyettir. Tuva, Bolşevik Devrimi’ni takip eden iç savaştan hemen sonra Sovyetler Birliği’ne dahil olmamış, 1944 yılına kadar ayrı bir devlet olarak varlığını sürdürmüştür. Buna ek olarak, Tuva’nın dış sınırı bulunmaktadır ve Tuva, Sibirya içinde yerli halkın çoğunlukta olduğu tek idari birimdir.
Tuva Türkleri, Eski Türklerin dini olan Şamanizmin Gök Tanrı veya Tengricilik inancına mensuptur. Aynı zamanda Budizm de kabul edilmiştir. Çok az sayıda Tuvalı ise Rusya’nın ve başka Hıristiyanların yaptığı misyoner faaliyetler sonucu Hıristiyanlık dinine geçmiştir.
Udmurtya özerk cumhuriyeti:
Fin kökenli bir halktır. Udmurtya ve çevresinde yaşayan Udmurtlar tarafından konuşulan, Ural dil ailesine ait Perm dil grubu içinde kabul edilen eklemeli dil Komi dili ve Udmurt dili Perm dilleri olarak kabul edilmektedirler.
1740 yılına kadar paganizmin farklı bir kolundaki dini inançlarını ve dillerini koruyan Udmurtlar, Rus Çarlığı’nın baskısıyla Hıristiyanlığı benimsediler. Müslümanların da yaşadığı bölgenin imarına çar tarafından 1756 yılından itibaren büyük önem verildi. Çünkü zengin demir ve bakır yataklarına sahip Uralların bu bölgesi, Çarlığın en önemli cevher sağlayan eyaleti oldu. İlk özel demir çelik fabrikası 1759 yılında kuruldu.
19. yüzyılın ikinci yarısında Udmurtya’da sanayi ve kültür hızlı bir gelişme sağladı. Udmurtlar’da milli bilinç 1917 devrimi sonrasında başladı. Udmurtiya’ya verilen özerklik 1934 yılında daha da ileri seviyeye taşındı, Udmurt Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti (UASSR) adıyla kendi sınırları içinde yönetim birimlerini kurdu. 1990 yılından bu yana UASSR, onun Yüksek Sovyet karar uyarınca, Udmurtiya Cumhuriyeti adı olmuştur. 1993 yılında Udmurtiya Cumhuriyeti bayrağını tanıttı. Amblem ve Udmurtiya marşı 1994 yılında kabul edilmiştir.
Voyvodina Özerk bölgesi: (Vajdasag)
Sırbistana bağlı tarihsel Macar toprağıdır. Eski Yugoslavya 2 özerk bölgeden oluşuyordu. biri Kosova, biri Voyvodinaydı. Bölge Macar ovalarının uzantısı durumundadır. II. Dünya Savaşı’ndan sonra Voyvodina bölgesinde yaşayan Macar kökenli nüfus Macaristan’a göçe zorlanmıştır. Halen Voyvodina Özerk Bölgesi’nde nüfusun % 65’ini Sırplar, % 14,3’ünü Macarlar meydana getirmektedir.
Kaynakça:
Tekin, T. (1976), “Altay Dilleri Teorisi”, Türk Dünyası El Kitabı, Ankara. S., 118–130.
Doerfer, Gerhard, “Akraba Olmama Kanıtlanabilir mi? –Altay Dilleri Sorunu”, (Çev. Faruk Gökçe), Türkbilig 2003/5, s. 157–168.
Doerfer, Gerhard (1980). Temel Sözcükler ve Altay Dilleri Sorunu. TDAY Belleten, s.
Alinti