Kitabın Yazarı:Ayşe Kulin
Kitap Türü:Yerli Romanlar
Yayınevi:Everest Yayınları
Yayınlandığı Yıl:2018 (01-11-2018)
Sayfa Sayısı:304
Arka Kapak
"Ben seni hiç unutmayacağım, sen beni hiç hatırlamayacaksın…"
Ayşe Kulin’in heyecan verici kaleminin, sürükleyici anlatımının doruk noktalarından biri SON!
Kulin’in daha önceki romanlarından tanıdığımız kahramanların sona eren hikâyeleri...
SON, içinde tuhaf bir sıkıntısı olanların, memleketin hallerine dertlenenlerin, birini hep son gördüğü haliyle hatırlayacağını bilenlerin, ülkeden ülkeye savrulanların, üstüne gidildiğinde gözü hiçbir şeyi görmeyenlerin, aşk yerine umutla yetinmek zorunda kalanların hikâyesi.
Denize doğru akarken birbirine karışan nehirlerin, tesadüflerin,
denk gelişlerin, kesişmelerin, hiç unutmayanların, kördüğümleri çözmeyi dileyenlerin romanı
SON!
Son Özeti
Ayşe Kulin Son adlı romanı ile birbirinden farklı hayatların kötü bir tesadüf ile birleşmesini konu alırken memleket meselelerine de değinmekten geri kalmamış. Polisiye tadında bir roman olmasına rağmen karakterlerini pek güçlü bulmadığım, sonunun basit bir şekilde bağlanması memnuniyetimi pek karşılamadı. Son derece heyecanlı giriş yaptığı hikâye ilerledikçe gücünü kaybetmeye başlasa da Ayşe Kulin’in yine de edebiyat dünyasında ki güçlü yeri tartışılmaz.
Derya ve Hakan evlidir. Ada adında bebekleri vardır. Uzun süredir işsiz kalan mimar kocası Hakan sonunda başvurularından birine yanıt alır. Çin’in en önemli şehirlerinden biri olan Şangay’dan davet gelir. Kayınpederinin yardımlarıyla geçinmeye çalışan bir iş bulmak için uzun süredir bekleyen Hakan gitmek için kararlıdır ancak Derya kesinlikle istemez.
Derya’yı ikna etmek babasına kalır. Hakan önden gitmeye karar verir daha sonra gelmesi üzerine kızı ve Derya’nın vizelerini de önceden halleder. Derya bir süre babasının yanında kalır. Derya’yı ikna etmenin yollarını ararken eğer onu bir süre yalnız bırakırlarsa kendiliğinden gitmek isteyeceğine karar verirler ve babası da karısının eski kocası David ile gezi için yurtdışına çıkar. Babasının yardımcıları Recep ve özellikle karısı Nebahat Derya’yı sıkmaya başlamıştır bile. Hatta Nebahat ile birbirlerinden düşmanmışçasına nefret ederler. O yüzden evden uzaklaşmak için Derya Ada’yı da alıp sık sık deniz kenarına güneşlenmeye gider.
Bir sabah yine çıkmış sahildeyken tesadüf eseri kendisiyle aynı mayoyu giymiş olan Eda ile tanışırlar. Eda Ada’yı çok sever ve kendince adını Aguli koyar. Biraz suya girip serinlemek isteyen Derya Ada’yı Eda’ya teslim eder ve her şey o anda olur. Denizin içindeki bir motor görünüşe göre bilerek Derya’nın üzerine sürer ve kadın orada can verir. Eda Ada’yla kala kalır ve tüm bunların kendi yüzünden olduğunu düşünür çünkü Eda’nın daha önceki sevgilisi ona tuzak kurmuştur. Mardin’den İstanbul’a ulaştırması için devlet için önemli gizli bilgilerin olduğu bir flaş verir. Neden sonra aklanır Eda ama polis Vural bu olayla hala adamların peşinde olduğunu düşünür. Yani asıl öldürülmek istenen kendisi iken benzerlikten dolayı Derya kurban gitmiştir.
Bunun üzerine Eda için Vural’ın nezaretinde bir süreliğine yurt dışına kaçırılmaya ancak orada korunabileceğine dair kararlar alınır. Tüm konsolosluk işlemleri, sahte vize, nereye gideceği, orda nerde kalacağı, kim karşılayacak, ne iş yapacak gibi tüm düzenlemeleri Vural halleder ve Eda da Çin’e doğru yolculuğa çıkar.
Karısının ölüm haberi ile şok geçiren Hakan Ada’yı almak üzere İzmir’e gelmiştir. O gün o da Çin’e dönerken uçakta yan yana yolculuk edeceği kişi Eda’dır. Aguli sanki hemen Eda’yı Eda da Ada’yı tanımıştır. Karısının kendisi yüzünden öldüğü fikrine inandığı için Hakan!!a karşı derin mahcubiyet ve üzüntü içerir tabi bunu ondan saklar. Uzun yolculukları boyunca Eda Ada ile ilgili Hakan’a yardımcı olmuştur. Türkçe dersi vermek üzere okutmanlık yapmak için Çin’e gittiğini söyler Eda. Hakan ayrılma aşamasına geldiklerinde numarasını verir ve eğer Ada ile ilgilenirse memnun kalacağını söyler.
Diğer taraftan bir polis muhabiri olan İbo, Vural’ın da desteği ile bu hikâyenin peşine düşer. Cinayet mi? Kaza mı?
Eda Çin’ deki hayatına alışmaya çalışırken Vural’ın önceden hazırladığı Ahmet diye birinin evinde kalır. Ahmet annesi ile yaşar. Ancak bir gün gelen ani bir haberle kadının Türkiye’ye gitmesi gerekir. Ahmet de baş başa yalnız kalmalarının uygun olmayacağını düşünür. O sırada Eda Hakan’la görüşüp Ada’ya da bakıcılık yapmak için evlerine yerleşmeye karar verir. Bu duruma Hakan çok sevinse de Vural Müdür kendisinden habersiz hareket ettiği ve aşık olduğu için çok kızar Eda’ya.
Eda ve Hakan seviyeli bir süreç geçirse de Hakan da zamanla bir şeyler hissetmeye başlar. Eda ise ondan gerçekleri sakladığı için kendini çok kötü hissediyordur.
Kimse onu dikkate almasa da İbo olayı çözer ve katilin kim olduğu ortaya çıkar. Aslında Eda ile hiç bir ilgisi yoktur. Bunu öğrenen Hakan miras işlemleri için Türkiye’ye uçar ve Eda’ya da duygularını açıklar. Vural Eda’nın dönmesi için işlemleri başlatsa da Eda Hakan dönmeden dönemeyeceğini söyler. Daha sonrada n babasından yardım alır ve biletini ayarlatır. Hakan döndüğünde Eda tüm gerçekleri Hakan’a anlatıp bu vicdan yükünden de kurtulur. Daha önce başvurduğu bir proje için Eda Afrika’ya gidecektir.
Kitap Türü:Yerli Romanlar
Yayınevi:Everest Yayınları
Yayınlandığı Yıl:2018 (01-11-2018)
Sayfa Sayısı:304
Arka Kapak
"Ben seni hiç unutmayacağım, sen beni hiç hatırlamayacaksın…"
Ayşe Kulin’in heyecan verici kaleminin, sürükleyici anlatımının doruk noktalarından biri SON!
Kulin’in daha önceki romanlarından tanıdığımız kahramanların sona eren hikâyeleri...
SON, içinde tuhaf bir sıkıntısı olanların, memleketin hallerine dertlenenlerin, birini hep son gördüğü haliyle hatırlayacağını bilenlerin, ülkeden ülkeye savrulanların, üstüne gidildiğinde gözü hiçbir şeyi görmeyenlerin, aşk yerine umutla yetinmek zorunda kalanların hikâyesi.
Denize doğru akarken birbirine karışan nehirlerin, tesadüflerin,
denk gelişlerin, kesişmelerin, hiç unutmayanların, kördüğümleri çözmeyi dileyenlerin romanı
SON!
Son Özeti
Ayşe Kulin Son adlı romanı ile birbirinden farklı hayatların kötü bir tesadüf ile birleşmesini konu alırken memleket meselelerine de değinmekten geri kalmamış. Polisiye tadında bir roman olmasına rağmen karakterlerini pek güçlü bulmadığım, sonunun basit bir şekilde bağlanması memnuniyetimi pek karşılamadı. Son derece heyecanlı giriş yaptığı hikâye ilerledikçe gücünü kaybetmeye başlasa da Ayşe Kulin’in yine de edebiyat dünyasında ki güçlü yeri tartışılmaz.
Derya ve Hakan evlidir. Ada adında bebekleri vardır. Uzun süredir işsiz kalan mimar kocası Hakan sonunda başvurularından birine yanıt alır. Çin’in en önemli şehirlerinden biri olan Şangay’dan davet gelir. Kayınpederinin yardımlarıyla geçinmeye çalışan bir iş bulmak için uzun süredir bekleyen Hakan gitmek için kararlıdır ancak Derya kesinlikle istemez.
Derya’yı ikna etmek babasına kalır. Hakan önden gitmeye karar verir daha sonra gelmesi üzerine kızı ve Derya’nın vizelerini de önceden halleder. Derya bir süre babasının yanında kalır. Derya’yı ikna etmenin yollarını ararken eğer onu bir süre yalnız bırakırlarsa kendiliğinden gitmek isteyeceğine karar verirler ve babası da karısının eski kocası David ile gezi için yurtdışına çıkar. Babasının yardımcıları Recep ve özellikle karısı Nebahat Derya’yı sıkmaya başlamıştır bile. Hatta Nebahat ile birbirlerinden düşmanmışçasına nefret ederler. O yüzden evden uzaklaşmak için Derya Ada’yı da alıp sık sık deniz kenarına güneşlenmeye gider.
Bir sabah yine çıkmış sahildeyken tesadüf eseri kendisiyle aynı mayoyu giymiş olan Eda ile tanışırlar. Eda Ada’yı çok sever ve kendince adını Aguli koyar. Biraz suya girip serinlemek isteyen Derya Ada’yı Eda’ya teslim eder ve her şey o anda olur. Denizin içindeki bir motor görünüşe göre bilerek Derya’nın üzerine sürer ve kadın orada can verir. Eda Ada’yla kala kalır ve tüm bunların kendi yüzünden olduğunu düşünür çünkü Eda’nın daha önceki sevgilisi ona tuzak kurmuştur. Mardin’den İstanbul’a ulaştırması için devlet için önemli gizli bilgilerin olduğu bir flaş verir. Neden sonra aklanır Eda ama polis Vural bu olayla hala adamların peşinde olduğunu düşünür. Yani asıl öldürülmek istenen kendisi iken benzerlikten dolayı Derya kurban gitmiştir.
Bunun üzerine Eda için Vural’ın nezaretinde bir süreliğine yurt dışına kaçırılmaya ancak orada korunabileceğine dair kararlar alınır. Tüm konsolosluk işlemleri, sahte vize, nereye gideceği, orda nerde kalacağı, kim karşılayacak, ne iş yapacak gibi tüm düzenlemeleri Vural halleder ve Eda da Çin’e doğru yolculuğa çıkar.
Karısının ölüm haberi ile şok geçiren Hakan Ada’yı almak üzere İzmir’e gelmiştir. O gün o da Çin’e dönerken uçakta yan yana yolculuk edeceği kişi Eda’dır. Aguli sanki hemen Eda’yı Eda da Ada’yı tanımıştır. Karısının kendisi yüzünden öldüğü fikrine inandığı için Hakan!!a karşı derin mahcubiyet ve üzüntü içerir tabi bunu ondan saklar. Uzun yolculukları boyunca Eda Ada ile ilgili Hakan’a yardımcı olmuştur. Türkçe dersi vermek üzere okutmanlık yapmak için Çin’e gittiğini söyler Eda. Hakan ayrılma aşamasına geldiklerinde numarasını verir ve eğer Ada ile ilgilenirse memnun kalacağını söyler.
Diğer taraftan bir polis muhabiri olan İbo, Vural’ın da desteği ile bu hikâyenin peşine düşer. Cinayet mi? Kaza mı?
Eda Çin’ deki hayatına alışmaya çalışırken Vural’ın önceden hazırladığı Ahmet diye birinin evinde kalır. Ahmet annesi ile yaşar. Ancak bir gün gelen ani bir haberle kadının Türkiye’ye gitmesi gerekir. Ahmet de baş başa yalnız kalmalarının uygun olmayacağını düşünür. O sırada Eda Hakan’la görüşüp Ada’ya da bakıcılık yapmak için evlerine yerleşmeye karar verir. Bu duruma Hakan çok sevinse de Vural Müdür kendisinden habersiz hareket ettiği ve aşık olduğu için çok kızar Eda’ya.
Eda ve Hakan seviyeli bir süreç geçirse de Hakan da zamanla bir şeyler hissetmeye başlar. Eda ise ondan gerçekleri sakladığı için kendini çok kötü hissediyordur.
Kimse onu dikkate almasa da İbo olayı çözer ve katilin kim olduğu ortaya çıkar. Aslında Eda ile hiç bir ilgisi yoktur. Bunu öğrenen Hakan miras işlemleri için Türkiye’ye uçar ve Eda’ya da duygularını açıklar. Vural Eda’nın dönmesi için işlemleri başlatsa da Eda Hakan dönmeden dönemeyeceğini söyler. Daha sonrada n babasından yardım alır ve biletini ayarlatır. Hakan döndüğünde Eda tüm gerçekleri Hakan’a anlatıp bu vicdan yükünden de kurtulur. Daha önce başvurduğu bir proje için Eda Afrika’ya gidecektir.