Şimdi bu nerden başmalıyım? ile ilgili çok yöntem yapılabilecek şey var ama bir şey anlatırken, verebilecek en güzel cevap
karşıdakinin en zor unutacağı cevaptır diye düşünüyorum. dolayısıylada bir şeyleri örneklerle izah etmek akılcılık,
akılda kalıcılık açısından çok önemlidir.
mesela hz. mevlana mesnevisinde bir insanın gelişimine kurtuluşuna dair bizlere öyle güzel örnekler sunuyor ki samimi olarak
okumaya çalışan yada bu konuları bahsedenleri dinleyen insanların algısı açılır diye düşünüyorum. mesela, aklıma bir beyit geldi
defi mefasid celbi menafiden evladır. yani zararlı şeyleri def etmek faydalı şeyleri getirmekten iyidir.
önce zarar veren şeyleri def edeceğiz. Bunlar kötü alışkanlıklarımız, arkadaşlarımız, yada ortamlarımız olabilir. sonra bize
fayda sağlayacak şeylerin peşinden koşucaz. yani önce ağaçın dibindeki çalı çırpıdan kurtulucaz sonra gübresini, aşısını, bakımını
yapıcaz. şimdi hatırladığım kadarıyla beyit şöyleydi, fare ambarı deldi onun hilesinden mahsül dağıldı.
Ey can önce farenin şerrinden kurtul, sonra buğdayın hesabını yap. yani bir ambarın var oraya buğday yığmaya çalışıyorsun
fare var ki ambarı boşaltıp duruyor. önce fareyi def etki diyor buğday biriktirebilirsin. fare'nin hilesini tespit edip
onu def edene kadar ambarımızda ki kaçaktan kurtulamayız. ve bu ambar hep boş kalmaya devam eder ambara nispeten fare,
insanda ki nefistir. aslında heva hevestir dünyada kalacak heveslerimizdir gıybet, iftira, kıskançlık, haset, riyakarlık,
adeletsizlik, kibir, israf, cimrilik, eksik ibaretlerimiz, ticaretteki hile hurdalarımız, yani Allah'ın sevmediği neyi yapıyorsak
işte onlar bizim ambarı boşaltan farelerdir.
Şu farelerden kurtulalım arkadaşlar ambarda ki kaçaktan bir kurtulalım. o fareler oldukça buğday taşıma ile o ambarı,
dolduramayız. Eyvallah
karşıdakinin en zor unutacağı cevaptır diye düşünüyorum. dolayısıylada bir şeyleri örneklerle izah etmek akılcılık,
akılda kalıcılık açısından çok önemlidir.
mesela hz. mevlana mesnevisinde bir insanın gelişimine kurtuluşuna dair bizlere öyle güzel örnekler sunuyor ki samimi olarak
okumaya çalışan yada bu konuları bahsedenleri dinleyen insanların algısı açılır diye düşünüyorum. mesela, aklıma bir beyit geldi
defi mefasid celbi menafiden evladır. yani zararlı şeyleri def etmek faydalı şeyleri getirmekten iyidir.
önce zarar veren şeyleri def edeceğiz. Bunlar kötü alışkanlıklarımız, arkadaşlarımız, yada ortamlarımız olabilir. sonra bize
fayda sağlayacak şeylerin peşinden koşucaz. yani önce ağaçın dibindeki çalı çırpıdan kurtulucaz sonra gübresini, aşısını, bakımını
yapıcaz. şimdi hatırladığım kadarıyla beyit şöyleydi, fare ambarı deldi onun hilesinden mahsül dağıldı.
Ey can önce farenin şerrinden kurtul, sonra buğdayın hesabını yap. yani bir ambarın var oraya buğday yığmaya çalışıyorsun
fare var ki ambarı boşaltıp duruyor. önce fareyi def etki diyor buğday biriktirebilirsin. fare'nin hilesini tespit edip
onu def edene kadar ambarımızda ki kaçaktan kurtulamayız. ve bu ambar hep boş kalmaya devam eder ambara nispeten fare,
insanda ki nefistir. aslında heva hevestir dünyada kalacak heveslerimizdir gıybet, iftira, kıskançlık, haset, riyakarlık,
adeletsizlik, kibir, israf, cimrilik, eksik ibaretlerimiz, ticaretteki hile hurdalarımız, yani Allah'ın sevmediği neyi yapıyorsak
işte onlar bizim ambarı boşaltan farelerdir.
Şu farelerden kurtulalım arkadaşlar ambarda ki kaçaktan bir kurtulalım. o fareler oldukça buğday taşıma ile o ambarı,
dolduramayız. Eyvallah
Son düzenleme: